Skip to content

Dünyayı Takip Etmek İçin Bir Kaç Kelime…

KÜRESEL OYUN KURUCULAR VE ENERJİ

 İlksöz:   Küresel güçler; sürdürülebilir refahları İçin, tarih boyunca her zaman kaba kuvvet yoluyla yerküreden daha büyük bir dilim kapma yoluna gitti. Doğu Akdeniz’de oynan kirli oyun göründüğünden daha karmaşık ve planlı…Çok tehlikeli bir oyun ..Sürdürülebilir Refahları İçin Enerji Savaşları / Ortadoğu “cambaza bak” ülkesi yapılırken “onlar aslında başka yerlerde ..:Güney Çin Denizi, “gelen” olmaktan çıkıp “olan” durumunda.

Ortadoğu arkalara giderken bundan sonranın “geleni”

Baltık ve Kuzey Kutup ….”

Siyasi, sosyal, ekonomik açıdan benzer özellikler taşıyan,

önemli bir olayla başlayıp yine önemli bir olayla biten zaman

dilimlerine çağ denildiğini yazıyor tarih kitapları…

Yazının bulunmasından önceki döneme Tarih Öncesi Çağlar,

yazının icadından sonraki döneme Tarih Çağları denilmiş….

 İnsanoğlunun yaşadığı en ilkel ve en uzun dönem olan

bu çağların  geride kaldığını yazıyor kitaplar..

Peki , gerçekten geride mi kaldı ?

Bu konuda emin miyiz ?

21.YY başında bu çağlar ile ne gibi bir ilişkimiz olabilir….

Yoksa dünya hala o zamanlarda ki mekanizmasından

çok da farklı bir yapıda değil mi ?

“Küresel Oyun kurucu” dün dünyadaki 4 ırktan biri olan Kızılderililerin

hemen hemen tamamını katletti, kara derililerin neredeyse tamamını

köleleştirdi, sarı ırkı sömürdüler.

Bugün benzer bir tehditle karşı karşıya olmadığımızı kim söyleyebilir?.

Peki nereden çıktı bu sorular.. ?

İnsanlar tüm bu tarihsel süreç içersinde silah yapmayı

ve silah yapmak için gereken maden (enerji) için savaşmayı öğrendi.

“Enerji, her şey!…

Sürdürülebilir refahın genetik kodu.. 

Enerji kaynaklarını, transfer olanaklarını elinde tutan 

dünyayı elinde tutacağını yazıyor kitaplar…

Bugün Orta Doğu’da yaşanmakta olan,

milyonlarca insana ülkesini terk ettiren,

yüz binlercesinin ölümüne neden olan,

kimilerince 3. Dünya Savaşı olarak adlandırılan

“savaş”, enerji kaynakları için yapılan savaş….

Dünyanın öküzün boynuzları üzerinde olduğu bir hurafedir ama dünyanın,

bir kuyudan fışkıran petrolün üzerinde durduğunu söylemek yanlış olmaz.

21. yüzyılda enerjinin kanlı tarihi yazılmaya devam ediliyor.

Enerji öylesine hayatımızın merkezindedir ki,

enerji kaynaklarına erişebilmek, enerjiyi kesintisiz kullanabilmek,

enerjide bağımlı olmamak gibi kavramlar,

ülkelerin sadece enerji güvenliklerini değil,

ona bağlı olarak ekonomik ve ulusal güvenliklerini,

daha da önemlisi, ekosisteme verilen zararlar açısından da

insanlığın ve dünyamızın geleceğini doğrudan ilgilendirmekte..”.

I- Kaliningrad

Rusya, Kaliningrad’a nükleer füze yerleştirdi

8 Ekim 2016

 füzelerinin 740 km menzili var. 

Rusya’nın Polonya ve Litvanya arasında bulunan Kaliningrad’da nükleer başlık takılabilen İskender füzeleri konuşlandırdığı açıklandı.

NATO üyesi Litvanya’nın Dışişleri Bakanı Linas Linkevicius, Moskova’nın amacının “Batı’dan ödün koparmak olduğunu” söyledi.İskender füzelerinin 740 km menzili var. Almanya’nın başkenti Berlin de füzelerin menzilinde.Polonya Savunma Bakanı Antoni Macierewicz Rusya’nın adımını “alarm verici” olarak niteledi. Doğu kanadını güçlendiren NATO, Polonya, Litvanya, Letonya ve Estonya’da gelecek yıl dört tabur konuşlandıracak.

II-Nansha-Spratly Adaları-Çin/ Güney Çin Denizi / Asya-Pasifik

Güney Çin Denizi’ndeki hakimiyet tartışması yeni gelişmelerle birlikte doruk noktasına ulaştı.

ABD casus uçaklarının bölgede uçuş gerçekleştirmesi Pekin’i kızdırırken, Amerikan ordusundan gelen suçlamalarla tartışma farklı bir boyuta taşındı. Kimileri bu yükselen tansiyonun savaşa kadar gidebileceği uyarısında bulunuyor.

Güney Çin Denizi neden bu kadar önemli?

Bu sorunun tek kelimelik yanıtı: Enerji (petrol ve gaz).  Güney Çin Denizi 5 Trilyon dolarlık ticaret yolunun tam ortasında yer alması ve ayrıca ABD Enerji Enformasyon İdaresi’nin (EIA) tahminlerine göre bölgede 11 milyar varil petrol rezervi ve 5,3 trilyon metreküp (190tcf) doğal gaz rezervinin bulunması …. Çin’in en büyük enerji şirketlerinden birisi olan CNOOC’nin 2012’de yaptığı açıklamaya göre ise bölgenin 125 milyar varil petrol ve 14,1 trilyon metreküp (500tcf) gaz rezervinin olduğunu tahmin ettiğini söylüyor… 

Dünya Bankası ise, Güney Çin Denizi’nin yatağında yaklaşık yedi milyon varillik petrol ve 25 trilyon metreküp gaz rezervi olduğunu belirtiyor…. 

 Tüm dünyadaki ticari yük gemilerinin neredeyse yarısı Avrupa ve Orta Doğu’dan Asya’nın doğusuna ulaşmak için bu denizden geçiyor. Reuters’a göre bu, her yıl 4.58 trilyon euroluk bir ticaret rotası demek.

 Güney Çin Denizi’nde hangi ülke hangi alanda hak iddia ediyor…..

3.5 milyon kilometrekarelik bir alana yayılan denize birçok ülkenin sınırı olması, hak iddia edenlerin sayısı arttırıyor. Halihazırda Malezya, Brunei, Filipinler, Vietnam, Tayvan ve Çin bu ülkeler arasında.

    Çin bu hakkını sağlamlaştırmak için Güney Çin Denizi’ndeki adalarının, kayalıkların ve mercan adalarının çevresini doldurarak suni kara parçaları oluşturmakta…suni adalara askeri uçak pistleri, limanlar, deniz fenerleri ve uçaksavar kulelerine benzeyen yapılar inşa ettmekte.Diğer ülkelerin de aynı yönteme başvurmasıyla, Güney Çin Denizi’nde adeta bir denizi doldurma savaşı başlamış durumda.

.Asya Pasifik, enerji akışı açısından dünyanın en önemli merkezlerinden birisi. Güney Doğu Asya, Doğu Asya, Avusturalya ve Pasifik hem en büyük enerji tüketicilerine hem de en büyük enerji üreticilerine ev sahipliği yapıyor.

Güney Doğu Asya, Doğu Asya, Avusturalya ve Pasifik hem en büyük enerji tüketicilerine hem de en büyük enerji üreticilerine ev sahipliği yapıyor. Bununla beraber bölgenin yapısı ve coğrafi özellikleri dikkate alındığında boru hatları açısından olanaklar kısıtlı. Kuzey Doğu Asya’ya birisi Kazakistan’dan bir diğeri Rusya’dan olmak üzere iki büyük hattın inşasıysa hâlâ planlama aşamasında. Petrol hatlarının sayısının artırılması, özellikle Çin, Japonya ve diğer Asya-Pasifik ülkelerinin enerji çeşitliliği için hayati değerde.

Bölgeye yönelik ilgisini resmen ifade etmekten kaçınmayan ABD, özellikle kaya gazı ve petrolüyle on yıl önceki öngörüleri revize etmiş durumda. ABD Enerji Bilgi Dairesi verilerine göre, ABD’nin son beş yıllık petrol üretimi, günlük yaklaşık 2,5 milyon varille Kuveyt’in dünyaya sağladığı petrolün üzerine çıktı. Bu veriler uyarınca ABD’nin petrole olan dış bağımlılığının 2030’de sıfırlanması bekleniyor. Bu nedenle, Ortadoğulu ve diğer üreticiler için düşük seyirli fiyatların tescillenmesi anlamına geliyor. Doğal gazdaysa Japonya’nın yıllıkgereksinimi olan gazın 2,5 katı dolaylarında üretim ivmesi yakalandı. 2016’da ABD’den yaklaşık kırk tane LNG gemisi yola koyulmuş ve nitekim AB’nin beklentilerinin aksine rotalarını Asya-Pasifik’e çevirmişlerdi. Avrupa bu süreçte biri İspanya’ya diğeri Portekiz’e, biri de Türkiye’ye olmak üzere üç gemiyle yetinmek zorunda kaldı..

Asya Pasifik’teki enerji iklimi için dikkat çeken bir diğer unsur, Avrupa ve ABD’nin aksine fiyat serbestisine dayanan enerji merkezlerinin (hubların) henüz güncel bir forma kavuşmamış olması. Bir başka anlatımla bölge ülkeler hâlâ doğal gaz ve LNG’yi petrol fiyatlarına göre hesaplayan 20-25 yıllık al ya da öde türü klasik anlaşmalar üzerinden gaz tedarik ediyor. Sıfır toplamlı bir oyun olmaktan uzak bu durum hem ABD hem bölge ülkeleri için bir fırsat. Şöyle ki, LNG ihracına 2016 itibariyle başlayan Washington için Rusya, Avusturalya ve Katar gibi ülkelere bağımlılık yerine bölgede yeteri kadar doğal gaz merkezi inşa edilirse, hem ABD gazı için yeni bir pazar elde edecek hem de rakiplerinin baskın statüsü ciddi biçimde yara açacak. Petrol sektörü için de aynı şey söylenebilir, Suudi Lideri Kral Salman gibi ABD de Asya-Pasifik’teki petrol gücünü artırmak istiyor. Bölge ülkeleri için hubların inşası arz ve talebe göre fiyatların belirlenmesini sağlarken öte yandan uzun süreli bağımlılık yerine tedarikçi çeşitliliğiyle enerji güvenliği bir nebze daha artırılabilecek. ABD’nin bu süreçteki en büyük destekçisi; yakın müttefiki ve yüzde 12’lik pazar payıyla dünyada Katar’dan sonraki en büyük LNG üreticisi Avusturalya ve diğer bir kıdemli müttefik, dünyanın en büyük LNG tüketicisi Japonya. Bu talepler özellikle enerji fakiri ve büyük tüketiciler Japonya, Çin, Hindistan, Pakistan, Tayland, Malezya, Endonezya ve yükselen yeni piyasalar Vietnam, Filipinler ve Bangladeş için hayati önemde. Bununla beraber bu ülkeler içerisinden Japonya, Çin ve Singapur’un doğal gaz merkezleri (hubları) oluşturmaya daha yakın olduğu da söylenmeli.

ABD’nin iki enerji devi Chevron ve ExxonMobil de Asya-Pasifik’e konuşlanmış durumda. Chevron; Singapur, Myanmar (Burma), Bangladeş, Avusturalya’da ciddi oranlarda doğal gaz üretimi ve aktarımı üzerinde söz sahibi. Benzer biçimde eski Ceo’su Dışişleri Bakanlığı’na terfi eden ExxonMobil, aralarında Çin, Avusturalya, Hindistan, Endonezya, Tayvan, Güney Kore olmak üzere bölgede 15 ülkede upstream ve downstream projelerine katılıyor. Yani hem devlet hem de özel girişimle, ekonomik olarak yalpalayan hegemon, bölgeye çoktan sızmış durumda. Bunun dışında yaklaşık on tane yenilebilir enerji firması da tıpkı Exxon ve Chevron gibi sahip oldukları yüksek teknolojiyle dikkat çekiyor.

III-Kutup Bölgesi

 
Rusya geçtiğimiz ağustos ayında iki denizaltısını bölgeye göndermiş, denizin 4 bin 200 metre dibine bayrak dikti….  Uzmanlar kutup dibinden toplanan örneklerin, Lomonosov sıradağlarının Rus anakarasının uzantısı olduğu sonucuna varmış….Rusya, Kuzey Bus Denizi boyunca devam eden sıradağların Sibirya’nın devamı olduğunu, dolayısıyla bölgenin Rus toprağı olduğunu iddia ediyor….. 
 Dünya enerji rezervinin dörtte birinin bulunduğu sanılan Kuzey Buz Denizi’nde, ABD, Kanada ve Danimarka da hak iddia ediyor.
 Rusya’nın Kuzey Buz Denizi’ndeki diğer ve en büyük rakibi ABD de buradaki varlığını ve egemenliğini artırmak için harekete geçmiş durumda..
 
IV- Prirazlomnaya Platformu

Prirazlomnaya deniz tabanlı sabit petrol arama platformu, Peçora Denizi’ndeki Prirazlomnaya petrol alanının işletilmesi için inşa edilen buza dayanıklı platform….Bu platformu, Rusya’nın Arktik bölgesinde petrol  arama çıkarma çalışmalarını sürdüren tek bir platformu…….

V-Lomonosov Sıradağları

Dünya petrol ve doğalgaz rezervlerinin dörtte birine sahiLomonosov Sıradağları p olan Lomonosov Sıradağları’nın uzunluğu 1800 km, okyanus tabanından yüksekliği 3700 metreye çıkıyor. Rusya’nın yeni hamlesi, kelimenin gerçek anlamıyla ‘Soğuk Savaş’ı kızışacağın bir göstergesi….

Rusya’nın 2007’de okyanus dibine diktiği bayrak, bir işaret fişeği olduğunu söylüyor konunun uzmanları….

    Dünyanın kaderine yön verecek yeni ‘Soğuk Savaş’ın galibinin kim olacağı merak edilirken, Kuzey Kutbu’na yakından bakmakta yarar var.
   Küresel ısınma nedeniyle Kuzey Kutbu’ndaki buz kütlesi son 30 yıl içinde yüzde 20’den fazla küçüldü, bilimadamları 30 veya 40 yıl içinde kutuplarda hiç buz kalmayacağı tahminini yapıyor. Bilimadamları hızla eriyen buz tabakası için defalarca alarm verirken, 5 ülke için ise bu erime doğal kaynaklara erişimin kolaylaşması anlamına geliyor.
   Rusya, ABD, Kanada, Norveç ve Danimarka için Lomonosov Sıradağları’nı cazip hale getiriyor.
Fakat kutupların amansız soğuğunda petrol veya doğalgaz çıkarmak şu anki tabloya göre oldukça maliyetli, maliyet Meksika Körfezi’nde petrol çıkarmanın tam 5 katı. Kutuplarda kalın buz tabakaları delinse bile petrole suyun 4 bin metre altında ulaşılabildiğine dikkat çekiyor bilim adamları…

 VI-Avustralya Antarktika Toprakları

    1933’te kurulan Antartika’nın doğusunda kalan Avustralya’ya ait bir Antartika bölgesi. 1933’te kurulan bu bölge 1933’ten önce Birleşik Krallık’a aitti. 1961 Antarktika Antlaşması’ndan sonra bölge askeri amaçla kullanılmamış. Bu bölgede 16 tane üs bulundurmakta. Bunlardan 7 tanesi kapalı, 9 tanesi açık: Molodyozhnaya (Rusya) (Kapalı),Mawson (Avustralya),Soyuz (Rusya), (Kapalı)Druzhnaya (Rusya) (Kapalı),Zhongshan (Çin Halk Cumhuriyeti),            Law-Racovita Station (Romanya) ,Progress Station (Rusya)Davis (Avustralya),Sovetskaya (Rusya) (Kapalı),Mirny Station (Rusya),Komsomolskaya (Rusya), (Kapalı), Vostok (Rusya),Wilkes Station (Kapalı),Casey (Avustralya),Concordia Station (Fransa ve İtalya) ,Leningradskaya (Rusya) (Kapalı)

VII-Rusya Akdeniz’de kendi İsrail’ini kuruyor...

   2O’nci yüzyılda İngiltere-Amerika, Ortadoğu’ya İSRAİL’i kurdurmuştu…. Bugün, Rusya, Suriye’de kendi İSRAİL’ini kuruyor. (Lazkiye merkezli Esad’ın devletçiği) .Rusya Akdeniz’de kendi İsrail’ini kuruyor … BBC News – Başlıca Rus deniz kuvveti Kuzey Denizi geçip Norveç’e doğru yola çıktı . Konu ile ilgili ayrıntılı bilgi http://www.bbc.com/news/world-europe-37694137

VIII-Çin – Pakistan ekonomi koridoru ve İpek Yolu.

Büyük resmin bir parçası. Esas: Hindistan+Pakistan+Bangladeş geleceğin dev ekonomik bütünlüğü

https://piie.com/blogs/china-economic-watch/pakistan-rocky-bridge-chinas-silk-road

xı-Kuril Adaları

  Kuril Adaları üzerindeki karşılıklı hak iddiası nedeniyle Rusya ve Japonya 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana teknik olarak savaş halinde

    Japonya Başbakanı Abe’nin Moskova’ya yaptığı ziyarette verdiği çözüm arayışı sinyalleri henüz pratikte karşılığını bulmadı. Müteakip aylardaki gelişmeler sonrasında Kırım’ı ilhak eden Rusya, toprak verme değil aksine toprak kazanma niyetinde olduğunu gösterdi. Önümüzdeki süreçte bu krizin çözülüp çözülmeyeceğini ya da statükonun devam edip etmeyeceğini göreceğiz. Ancak yine de çözüm için potansiyel bir yol haritası olarak Carnegie Endowment tarafından hazırlanan adımların tercümesi :

i-Rusya, Shikotan ve Habomai adalarını terketmelidir. Bu adalar Japonya tarafından hak iddia edilen toprakların yalnızca yüzde 7’sini kapsamaktadır, ve Moskova 1956’da ortak bir bildiri ile zaten bu adaları vermeyi kabul etmişti.

ii-Japonya adalarda ve Rusya’da ekonomik faaliyetleri desteklemelidir. Doğrudan kamu sektörü yatırımı ve Japonya’nın özek sektörü için pozitif ekonomik teşvikler adalarda, Rusya’nın Uzak Doğusu’nda ve Siberya’da ekonomik büyümeyi besleyecektir.

iii-Rusya ve Japonya bir müşterek ekonomik bölge kurmalıdır. Farklı ekonomik ve yasal bir rejimi idare eden ve bir Rus-Japon otoritesi tarafından işletilen bu dört adayı kapsayan bir müşterek ekonomik bölge alnın gelişmesine katkı sağlayacaktır.

iv-Rusya ve Japonya siyasi bir anlaşmaya varmalıdırlar. Tüm bölge askerden arındırılmalıdır ve başlangıçta diğer iki adanın, Iturup ve Kunashir, Rusya tarafından idare edilmesine devam edilmelidir. Er ya da geç tüm adalar Japonya’ya entegre edilmelidir. 50 yıl sonra Iturup ve Kunashir adaları Japonya hukukuna ve egemenliğine geçmelidir. Müşterek ekonomik rejim bir diğer elli yıl için daha devam etmeli ve kalıcı Rus mukimler adalarda kalmakta özgür olmalıdır.

Kaynak: Carnegie Endowment

xıı- Katar

Katar oyunu:
Ortadoğu petrolünün en büyük alıcısı Çin,Hindistan ve Uzak Asya ülkeleri olduğunu söylüyor konunun uzmanları…Çin’in enerji ihtiyacını kontrolü….

Katar’ın enerji piyasasındaki dostları kim

Katar, günde 618.000 varil üretimi ile OPEC’in önemsiz petrol sağlayıcılarından biri konumunda, fakat günlük 1.3 milyon varil üretimi ile sıvılaştırılmış gaz satışında dünya lideri.

Petrol piyasası jeopolitik risklere karşı bağışıklık geliştirmiş gibi görünüyor. Arap komşuları Pazartesi günü Katar’a eşi görülmemiş bir ambargo uyguladıklarında, petrol piyasası geri düşmeden önce %1.6 oranında yükselişe geçti. Fakat burada izlenmesi gereken petrol değil, doğalgaz. Eğer bu bölgesel karışıklık hızla çözülmezse, Körfez’i bu sene sıcak bir yaz bekliyor demektir.

Katar, günde 618.000 varil üretimi ile OPEC’in önemsiz petrol sağlayıcılarından biri konumunda, fakat günlük 1.3 milyon varil üretimi ile sıvılaştırılmış gaz satışında dünya lideri. OPEC’e katkısı az fakat asıl gücü sıvılaştırılmış gazdan alıyor.

Her ne kadar Suudi karasuları Katar’a kapatılmış olsa da, sıvılaştırılmış gaz taşıyan gemileri İran karasularını kullanarak Hürmüz boğazını geçebilir. Bir diğer kullanabileceği Umman toprakları olsa da, Umman’ın da tavır alması durumunda İran’a yönelebilir. Katar’ın gaz sevkiyatını bütünüyle durdurmak büyük ölçekli bir krizi tetikleyecektir ve en büyük müşterileri olan Japonya, Güney Kore, Çin ve Hindistan’dan ciddi tepkiler gelecektir.

Önde gelen Japon müşterilerinden Jera Co., Katargaz’dan tedariklerin kesintiye uğramayacağına dair güvence aldı. Ve şimdilik, Katar Suveyş Kanalına erişerek Avrupa’ya gönderilen LNG sevkiyatına devam etme hakkına sahip. Ancak Katar’dan yola çıkan ya da Katar’a giden gemilerin Birleşik Arap Emirlikleri’nde bulunan Fujairah’a yanaşarak yakıt almalarına artık izin verilmiyor.

Dünyanın en büyük gaz yatağı konumunda olan Kuzey Sahası’nı paylaşmak zorunda olduğu İran’la iyi geçinmekten başka şansı yok. Ayrıca, Aralık ayında devlete ait petrol şirketi Rosneft’in hisse satışını destekledikten sonra, ideolojik yatak arkadaşı olan Türkiye ya da Rusya’ya yönelebilir.

Anlaşmazlığın devam etmesi halinde, Katar’a karşı en ciddi misilleme, Yunus boruhattını kullanarak Birleşik Arap Emirlikleri’ne gaz ihracatının kesilmesi olacaktır. Bu projede, toplamda %24.5, Batılılar %24.5 ve Abu Dabi’li stratejik yatırım şirketi Mubadala %51 oranında hisseye sahip, günde 50.6 milyon mektreküp oranında teslimatıyla, ülkenin ihtiyacının çeyreğini oluşturuyor, bunun da 5.6 milyon metreküplük oranı, BAE’lerinden Umman’a ulaştırılıyor ki, bu ihracat henüz ambargoya dahil değil. Körfez bölgesinde sıcaklıklar 40 santigrat dereceyi aşabildiğinden, klimalar için güç üretimi zirve noktasına yaklaşıyor.

Katar oyunu:(1.Devre sonucu) 16.06.2017
i-Katar Petroleum Şirketi, Royal Dutch Shell ile sıvılaştırılmış
doğalgaz yakıt ikmali tesisleri kurulması
ii-12 milyar dolar değerinde F15 savaş uçak alımı
iii-ABD- Katar ortak askeri tatbikatı …

http://washpost.bloomberg.com/Story?docId=1376-OR3Z666TTDS501-1HFMBIDK8RVKQI57HM7E74HKGR

 “Dünya enerji rezervinin %25’ine Venezüella, %22’sine Suudi Arabistan, %13’sine İran, %12’sine Irak, %8,8’ine Kuveyt, %8’ine BAE, % 4’üne Libya, %3’üne Nijerya, %2’sine Katar sahip durumda. Bu ülkelerde siyasi ve ekonomik istikrardan söz edebilir miyiz?” 

xiii-Hürmüz Boğazı

Hürmüz boğazı’ının coğrafi konumu : Kuzeyi İran, güneyi ise BAE ile çevrili Umman toprakları…Basra Körfezi ile Umman Denizini birbirine bağlamakta. Genişlik en dar yerde 21 mil olmasına rağmen bu noktada gemilerin geçebileceği genişlik ise sadece 2 mil (3,2 km). Boğazın bu karmaşık durumunun yanına, körfezin tek çıkış noktası olması gibi özellikler de eklenince boğazın hukuki statüsü tam bir muamma. . Şu an pratikte uluslararası su statüsü uygulansa da İran, boğazın onun kontrolünde olması gerektiğini savunmakta.

Boğazın jeopolitik önemini daha anlaşılabilir ve kapsamlı anlatabilmek için iki kısımda incelemek gerekir. Bunların ilki petrolden bağımsız olan jeopolitiği, ikincisi ise petrol ile alakalı jeopolitiğidir. Hürmüz boğazı coğrafi olarak kilit konumunda olduğundan önemi sadece petrole bağlı değil. Basra körfezi Irak, Kuveyt, Bahreyn, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin açık denizlere ulaştıkları yegâne yer.. (BAE’nin Umman denizine de kıyısı varr ama Hürmüz boğazına, sınırları içerisinde kalır denilebilecek kadar yakın.) Günün birinde bu ülkeler toplam ithalatlarının yaklaşık %50’sini kaplayan petrolün payını düşürmek isterlerse satacakları o yeni ürünleri de mecburen bu su yolu üzerinden taşımak zorunda. Sonuç olarak sadece petrol değil bir başka mal ihraç etseler dahi, bu ülkelerin ekonomilerinin hatırı sayılır bir kısmı Hürmüz boğazının aktifliğine bağlı.Tüm dünyada petrol ticaretinin yaklaşık %60’nın deniz yoluyla yapımaktaı ve bununda %30’nun Hürmüz boğazından geçmekte.

 ABD Güney Çin Denizine 2 Uçak gemisi yolluyor. Çin’nin dibine! 

https://bloom.bg/2NVOaGB

Comments

This Post Has 0 Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Previous
Next
Back To Top