Türkiye’de bazı seçkin /başarılı üniversitelerin veri sağladığı başlıca üç şirket arasında Times Higher Education (THE), Quacquarelli Symonds (QS) ve Clarivate (US News & World Report küresel üniversite sıralaması için) yer alıyor.
THE Dünya Üniversite Sıralaması (THE World University Rankings), üniversiteler tarafından sağlanan öğrenci, mezun ve öğretim üyesi sayıları gibi verilerin yanı sıra bilimsel araştırma projelerine ve endüstri-sanayi işbirliği çerçevesindeki projelere, ilgili yıl içinde aktarılan fon tutarına ve üniversite toplam bütçelerine ilişkin veriler ile ayrıca THE’nın Scopus veri bankasından aldığı yayın/atıf gibi bibliyometrik veriler üzerinden oluşturuluyor. Bunun yanında bölgesel ve konu/alan bazlı sıralamalar da yapılıyor.
THE ayrıca 2019 yılında Birleşmiş Milletler’in Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri (UN Sustainable Development Goals) doğrultusunda üniversitelerin çevresel ve sosyal sürdürülebilirlikle ilgili alanlarda toplumsal etkilerini ölçmek üzere yeni bir sıralama türü de (THE University Impact Rankings) geliştirdi.
THE Dünya Üniversite Sıralaması göstergeleri eğitim/öğretim (öğrenme ortamı), araştırma (hacim, gelir, itibar), atıf (araştırma etkisi), sanayi geliri (bilgi transferi) ve uluslararası görünüm (öğretim elemanları, öğrenciler ve araştırma) olmak üzere detaylarını notlar kısmında görebileceğiniz beş temel ayaktan ve ayakların altında yer alan 13 göstergeden oluşuyor [1, 2].
Temel ayakların değeri ve puanları onları oluşturan göstergelerin (metriklerin) ağırlıklı olarak birleştirilmesiyle hesaplanıyor ve üniversitenin puanı ve sıralaması belirleniyor [2].
THE sıralamasında Türkiye’nin önde gelen üniversiteleri
THE Dünya Üniversite Sıralamasında [3] Boğaziçi Üniversitesi 2016-2019 arasında Türkiye’deki kamu üniversiteleri içinde birinci sırada; 2019-2020 ve 2020-2021 akademik yıllarında ise ikinci sırada yer alıyor. Aynı zamanda, tüm dünya üniversiteleri içinde 2016-2017 ve 2017-2018 sıralamalarında 401-500; 2019-2020 sıralamasında 501-600; 2020-2021 sıralamasında ise 601-800 bandında bulunuyor.
Türkiye’nin önde gelen diğer üniversitelerinin THE sıralamasında 2016/17-2021 yılları arasındaki değişimi incelendiğinde Sabancı Üniversitesi’nin 301-350 bandından 501-600 bandına; Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nin 601-800 bandından 801-1000 bandına; İstanbul Teknik Üniversitesi’nin 501-600 bandından 801-1000 bandına; Koç Üniversitesi’nin 251-300 bandından 401-500 bandına; İhsan Doğramacı Bilkent Üniversitesi’nin ise 351-400 bandından 601-800 bandına inmiş olduğu görülüyor. Sadece 601-800 bandında olan Hacettepe Üniversitesi 2018-2019 akademik yılında 501-600 bandına yükselmiş ve son 3 yıldır da aynı bantta yer aldı.
Times Higher Education (THE) Asya Üniversiteleri Sıralaması’nda toplamda 200 üniversite değerlendirmeye alınmış. Times Higher Education (THE) Asya Üniversiteleri Sıralaması, araştırma odaklı üniversiteleri eğitim, araştırma, bilgi transferi ve uluslararası görünüm göstergeleri üzerinden değerlendiren önemli bir performans sıralaması olarak kabul ediliyormuş.. Söz konusu sıralamada Asya kıtasında yer alan ülkelerdeki üniversiteler, Türkiye, İsrail, İran, Suudi Arabistan, Lübnan, Ürdün, Umman, Pakistan, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri’ni de kapsayarak yer almış..
THE Asya Üniversite Sıralamasına göre Türkiye’den ilk 100 sıralamasına 5 üniversite ; Sabancı Üniversitesi 48 sıradan 68 sıraya, Çankaya Üniversitesi 65.sıradan 80.sıraya, Koç üniversitesi 74.sıradan 73.sıraya.Bilkent Üniversitesi 100.sıradan 129.sıraya,diğerleri ise;
Hacattepe 118.sıradan 125.sıraya,İstanbul Teknik 137.sıradan 163.sıraya,Boğaziçi Üniversitesi ise 138.sıradan 167.sıraya ,ODTÜ 172. sıradan 201*250 bandına düşmüş.İstanbul Üniversitesi 250 bandında Sırada yerini korumuş…
Times Higher Education bu yıl tüm dünyadan 800 üniversiteyi değerlendirdiği THE Dünya Üniversiteler Sıralaması 2019/2020 metodolojisinde değişiklikler yapmış. Bu değişiklikler (THE) Asya Üniversiteleri Sıralaması’nın sonuçlarını doğrudan etkilemiş…. Bilimsel yayın / atıflar ile ilgili Web of Science veritabanı yerine, daha fazla veriyi içeren ve İngilizce dışındaki dillerde de yayınların bulunduğu Scopus veritabanı kullanılmış….
Bu yıl uygulanan anket çalışması, daha geniş bir coğrafi dağılıma ulaşacak şekilde ve geçtiğimiz yıllarda dokuz olan dil sayısı 15’e çıkartılarak gerçekleştirilmiş.
Yüksek öğrenim ile ilgili dünyanın en saygın üniversite sıralamaları arasında kabul edilen THE; öğrenciler, öğretim üyeleri, üniversite yöneticileri, iş dünyası ve devletler tarafından güvenilir bulunan kapsamlı ve dengeli karşılaştırmalar yaparak çalışmalarını; Eğitim, Araştırma, Atıf, Uluslararası Görünüm ve Sanayi Gelirlerinden oluşan 5 boyut altında yer alan 13 farklı parametreyi esas alarak oluşturmaktaymış. THE sıralamaları, uluslararası modern üniversitelerin temel görevleri olan bu beş boyutu inceleyen dünyadaki tek sıralama olarak gösteriliyormuş. Öyle yazıyor…
THE yetkilileri, boyutların hepsinin dengeli olması gerektiğini vurgulayarak, en önemlisinin araştırma atıf sayısı ve üniversitelerin uluslararası alanda bilinirlikleri yani itibar kriteri olduğunun altını çiziyor…Öyle yani…
Times Higher Education’ın (THE) dünya üniversiteleri sıralamalarında ilk 200’e, 2015’te Türkiye’den 4 üniversite girmişti. Son sıralamada ise, bırakın ilk 200’ü, ilk 300’e giren üniversitemiz bile yok. Bu 4 yıl içinde ne oldu?
Son 8 yılda en az 5 defa THE sıralamalarına girebilen üniversitelerimizin sıralamalardaki yerleri aşağıdaki tabloda:
THESıralaması | 2012 | 2013 | 2014 | 2015 | 2016 | 2017 | 2018 | 2019 |
ODTÜ | 276-300 | 201-225 | 201-225 | 85 | 501-600 | 601-800 | 601-800 | 601-800 |
Boğaziçi | 301-350 | 276-300 | 199 | 139 | 401-500 | 401-500 | 401-500 | 501-600 |
İTÜ | 276-300 | 276-300 | 201-225 | 165 | 501-600 | 501-600 | 601-800 | 601-800 |
Sabancı | – | – | – | 182 | 351-400 | 301-350 | 351-400 | 351-400 |
Bilkent | 201-225 | 226-250 | 226-250 | 201-225 | 351-400 | 351-400 | 401-500 | 501-600 |
Koç | – | 226-250 | 276-300 | 301-350 | 251-300 | 251-300 | 301-350 | 401-500 |
2015 listesine bakıldığında, önceki iki yılda 201-225 arasında olan ODTÜ’nün o yıl ciddi bir çıkış ile ilk 100’e giren ilk Türk üniversitesi olduğu görülüyor. Boğaziçi’nin üç, İTÜ’nün ise iki yıldır gösterdikleri sürekli yükselmeler de dikkat çekiciydi. Sabancı’nın ise daha önce ilk 400’de olmadığı halde o yıl ilk 200’e girebilmiş olması da büyük bir başarı olarak değerlendirildi. THE bu çıkışların nedenlerini şöyle sıralamaktaydı:
- ülkemizden çıkan yayınların doğru kuruluşlara atfedilmesi (geçmişte üniversitelerimizin bazı yayınları çeşitli nedenlerle sayılmamış olmalı),
- üniversitelerimizin dünyada bilinirliklerinin artması,
- uluslararası yönlerinin güçlenmesi ve
- araştırma etkilerinin artması.
Ancak maalesef sıralamalardaki başarılarımız kalıcı olmadı, 2015 listesinde köklü üç devlet üniversitemiz ODTÜ, Boğaziçi ve İTÜ 2016 listesinde ilk 400’den düştü. Listedeki üç vakıf üniversitesinin sıralamaları da belirgin ölçüde geriledi. Bir önceki sıralamada ilk 100’de olan ODTÜ, 2016 sıralamasında ilk 500’e bile giremedi. Üniversitelerimiz bir yılda ciddi bir şekilde kötüleşmediklerine göre, bu farklılıkların nedenini THE’nin değişen sıralama metodolojisinde arayabiliriz.
2016’da THE sıralama metodolojisinde yapılan değişikler, üniversitelerimizin sıralamasını iki şekilde (olumsuz yönde) etkiledi:
- Geçmişte Web of Science veri tabanını kullanan THE, bu yıldan itibaren çok daha fazla dergiyi tarayan Scopus veri tabanına geçti. Böylece farklı dillerde yazılan makalelerle kredi almak mümkün hale geldi. Ülkemizdeki birçok üniversitenin tayin/terfi kriterleri Web of Science odaklı olduğundan, bu değişiklik başka ülkelerin üniversitelerinin yukarılara çıkmasına neden oldu.
- THE 1000’den çok yazarın ortaklaşa yazdığı, 649 adet makaleyi veri tabanından çıkardı. Ülkemizdeki birçok akademisyen CERN işbirlikleri sayesinde bu çok-yazarlı makalelerin yazarlarındandırlar. Bir makaleden 1000’in üzerine okulun makale ve atıf kredisi aldığını farkeden THE 2016’dan itibaren bu makaleleri dışlamaya karar verdi. (Bu makaleler özellikle alt sıralardaki okulların sıralamasını çok değiştirebilirler. Bu nedenle, 1000+ yazarlı makalelerin sıralama çalışmalarına dahil edilmesi kanımca sakıncalıdır. Türkiye’de yapılan en kapsamlı sıralama olan URAP da bu makaleleri dışlıyor.)
Görünen o ki, 2016’dan sonra üniversitelerimiz THE dünya üniversiteleri sıralamasında yukarılara tırmanmakta zorlanacaklar ve belki de sadece yöresel sıralamalarda veya genç üniversite sıralamalarında kendilerine üst sıralarda yer bulabilecekler.
Peki, 2016’dan bu yana ne oldu?
- THE’nin Türk üniversiteleri sıralamasında ilk 3 hep vakıf üniversiteleri oldu,
- Devlet üniversiteleri arasında Boğaziçi en yüksek sıralamaya sahip olmayı sürdürdü,
- Sabancı 351-400 grubunda kalmayı başardı,
- Koç 251-300 grubundan önce bir alt gruba sonra üç alt gruba düştü,
- Bilkent 351-400 grubundan önce bir alt gruba sonra iki alt gruba düştü,
- Boğaziçi 401-500 grubundan bir alt gruba (501-600 grubuna) düştü
- İTÜ 501-600 grubundan bir alt gruba (601-800 grubuna) düştü,
- ODTÜ 501-600 grubundan bir alt gruba (601-800 grubuna) düştü.
Özetle, 2016’dan 2019’a gelirken sadece bir üniversitemiz 2016’daki sıralamasını korudu; üçü bir alt gruba, biri iki alt gruba, biri de üç alt gruba düştüler.
2015 sıralamasından 2016’ya geçerken üniversitelerimizin sıralamada radikal olarak aşağılara düşmesinin nedeni metodolojinin değiştirilmesi idi. Peki 2016’dan bu yana üniversitelerimizin genellikle düşüşte olmalarının nedeni nedir? Bu soruyu cevaplayabilmek için önce THE kriterlerine, sonra da sıralamalara dikkatlice bakmak gerekecek. THE sıralamasında 5 temel alanda toplanmış 13 kriter kullanılmakta:
- Eğitim (%30)
- bilinirlik anketi (%15)
- öğrenci-hoca oranı (%4.5)
- doktora-lisans diploma oranı (%2.25)
- verilen doktora sayısının öğretim görevlisi sayısına oranı (%6)
- kurumsal gelir (%2.25)
- Araştırma (%30)
- bilinirlik anketi (%18)
- hoca başına makale sayısı (%6)
- hoca başına araştırma geliri (%6)
- Atıflar (araştırmanın etkisi) (%30)
- Uluslararasılık (%7.5)
- uluslararası/ulusal ogrenci orani (%2.5)
- uluslararası/ulusal hoca orani (%2.5)
- uluslararası ortak yazarli makale orani (%2.5)
- Endüstri gelirleri-inovasyon (hoca başına endüstriden sağlanan gelir) (%2.5)
THE kriterlerinin, başka bazı sıralamalara (örneğin ARWU ve URAP) göre daha kapsamlı olduğunu gözlemliyoruz. Öte yandan eğitim kriterinin ağırlığının yarısı, araştırma kriterinin ağırlığının ise yarısından fazlasının sübjektif anket sonuçlarından geldiğini de vurgulamak gerek. Yani THE sıralamasında kullanılan ağırlıkların üçte biri akademisyenlerin üniversiteler hakkında ne düşündüklerine dayanıyor. Ankete katılan her akademisyen, kendi alanında en iyi olarak düşündüğü (sadece) 15 üniversiteyi sıralıyor. Kanımca bu nokta THE sıralamalarının en sorgulanabilir yanını oluşturuyor.
Kriterlere dikkatlice baktığımızda, üniversitelerimizin çok yukarılara çıkmasının çok zor olduğunu çıkarabiliriz. Bilinirlik anketlerinde, Batı’daki üniversitelerle kıyaslandığında çoğu yeni ve küçük olan üniversitelerimizin çok iyi sonuçlar almasını beklemek fazla iyimserlik olur. Türkiye’deki yüksek öğrenci-hoca oranlarını ve doktora yerine lisans ağırlıklı eğitim politikalarını da düşünürsek, özellikle devlet üniversitelerimizin eğitim kriterinden yüksek puanlar almasını bekleyemeyiz. Ülkedeki yükseköğrenim tarihçesine ve kültürüne bakıldığında uluslararasılık kriterinden de yüksek performans beklemek makul değildir. Özetle, üniversitelerimizin THE sıralamasında çok yukarılarda olmasını beklememeliyiz. Şimdi, üniversitelerimizin bu kriterler altındaki (100 üzerinden) puanlarına bakalım.
Eğitim | 2012 | 2013 | 2014 | 2015 | 2016 | 2017 | 2018 | 2019 |
ODTÜ | 37 | 50.8 | 39.2 | 45.5 | 29.9 | 27.3 | 28.6 | 26.4 |
Boğaziçi | 24.5 | 35.4 | 20.5 | 28.5 | 21.9 | 20.9 | 21.5 | 22.2 |
İTÜ | 25.1 | 34.9 | 26.2 | 30.2 | 19.2 | 24 | 22.5 | 23.6 |
Sabancı | – | – | – | 26 | 22.3 | 24.3 | 23.2 | 27.3 |
Bilkent | 27.9 | 34.7 | 24.4 | 28 | 23.5 | 23.4 | 23.3 | 22.2 |
Koç | – | 20.4 | 16.6 | 21.6 | 21.2 | 25.2 | 25.7 | 25.6 |
Araştırma | 2012 | 2013 | 2014 | 2015 | 2016 | 2017 | 2018 | 2019 |
ODTÜ | 28.9 | 46 | 30 | 36.9 | 17.3 | 19.5 | 20.6 | 21 |
Boğaziçi | 19.7 | 33.9 | 22.8 | 27.6 | 19.2 | 23.8 | 21.4 | 22.5 |
İTÜ | 18.2 | 25.5 | 19.2 | 36.9 | 25.8 | 24.6 | 24.2 | 27.1 |
Sabancı | – | – | – | 27.1 | 32.3 | 32.9 | 35.2 | 35.6 |
Bilkent | 22.3 | 30.5 | 26 | 27.7 | 18.6 | 19.9 | 20.3 | 21.7 |
Koç | – | 22.3 | 17.1 | 24.4 | 27.1 | 29.8 | 32.1 | 32.8 |
Atıflar | 2012 | 2013 | 2014 | 2015 | 2016 | 2017 | 2018 | 2019 |
ODTÜ | 35.1 | 44.6 | 56.4 | 92 | 28.8 | 31.4 | 31.9 | 28.3 |
Boğaziçi | 45.7 | 48.1 | 88.2 | 96.8 | 45.4 | 55.7 | 57.3 | 56.1 |
İTÜ | 48.9 | 52.9 | 82.3 | 79.7 | 26.5 | 32.4 | 33.5 | 32.9 |
Sabancı | – | – | – | 88.5 | 52.8 | 61.6 | 62.1 | 56.3 |
Bilkent | 60.8 | 60.1 | 69.2 | 76 | 64.1 | 68.3 | 67.1 | 59.4 |
Koç | – | 79.2 | 72.1 | 58.5 | 74.9 | 70.3 | 65.2 | 55.1 |
End. gelir | 2012 | 2013 | 2014 | 2015 | 2016 | 2017 | 2018 | 2019 |
ODTÜ | 43.2 | 50.6 | 57 | 55.2 | 60 | 58.8 | 61.2 | 66.4 |
Boğaziçi | 34.7 | 38.4 | 45.9 | 47.7 | 57.1 | 57.4 | 55.1 | 60.3 |
İTÜ | 99.1 | 98 | 68.2 | 51.1 | 72.1 | 100 | 100 | 100 |
Sabancı | – | – | – | 42.9 | 70 | 77.7 | 87.8 | 95.5 |
Bilkent | 29.4 | 39.9 | 46.6 | 46.4 | 36.4 | 39.7 | 42.8 | 39.5 |
Koç | – | 37.9 | 41.1 | 50.6 | 82.4 | 81.9 | 84.3 | 79.4 |
Uluslararası | 2012 | 2013 | 2014 | 2015 | 2016 | 2017 | 2018 | 2019 |
ODTÜ | 23.5 | 28 | 31.2 | 38.7 | 26.7 | 27.8 | 29.4 | 29.9 |
Boğaziçi | 36.2 | 36.7 | 49.8 | 54.1 | 38.3 | 45.4 | 47.7 | 46 |
İTÜ | 18.9 | 20.8 | 35.7 | 37.3 | 22.9 | 24.8 | 25.6 | 26.1 |
Sabancı | – | – | – | 44.6 | 42.7 | 46.7 | 46.6 | 48.4 |
Bilkent | 48.5 | 42 | 43.7 | 44.6 | 47.5 | 51.9 | 55.6 | 61 |
Koç | – | 52.8 | 57.8 | 49.8 | 53.5 | 54.4 | 53.8 | 53.8 |
- Bu tabloların kanımca en ilginç yanı puanların değişkenliğidir. Örneğin ODTÜ’nün eğitim puanı 37’den 51’e çıkıp hemen sonraki yıl 39’a düşmüş, sonra 46’ya çıkıp, sonraki yıl yeniden 30’a sonra da 27’ye düşmüştür. Benzeri bir şekilde ODTÜ’nün araştırma puanı 29’dan 46’ya fırladıktan hemen sonraki yıl 30’a düşmüş, sonra yeniden 37’ye çıkmıştır. ODTÜ gibi eski ve köklü bir üniversitenin puanlarının bu kadar hızlı inip çıkması ölçümde veya verilerde sorunlar olabileceğini akla getirmektedir.
- Öngörmüş olduğumuz gibi, üniversitelerimizin eğitim ve araştırma puanları oldukça düşüktür. Tablodaki tüm eğitim puanlarının ortalaması 26.7, araştırma puanlarının ortalaması ise 26.1’dir. Buna karşılık atıf puanlarının ortalaması 58’dir. Bu 3 kriterin sıralamanın %90’ını oluşturduğu düşünülürse, üniversitelerimizin performanslarını büyük ölçüde atıfların belirlediği ortaya çıkar. Tablolardaki üniversitelerimizin atıf puanı
ortalaması 2018’de 52.9 iken 2019’da 48’e düşmüştür. En başarılı olduğumuz kategorideki bu düşüş, 2019’daki düşüşleri açıklamaya yeterlidir.
- 2016 yılındaki metodoloji değişikliğinin üniversitelerimizin performansına etkisi çok net bir şekilde görülmektedir. Tablodaki 6 üniversitemizin atıf puanlarının ortalaması 2015’ten 2016’ya geçildiğinde 82’den 49’a düşmüştür. Özellikle ODTÜ 65 puan, İTÜ 53, Boğaziçi ise 51 puanlık düşüşler görmüşlerdir.
- Metodoloji degisikliğinin ilk defa uygulanmış oldugu 2016 yılından bu yana ise:
- 6 üniversitemizin ortalama eğitim puanı 23’den 24.6’ya çıkmıştır. En büyük değişim İTÜ ve Koç’un 4.5 puanlık çıkışlarıdır.
- Ortalama araştırma puanı 23.4’ten 26.8’e çıkmıştır. En büyük değişim Koç’un 5.7 puanlık çıkışıdır.
- Ortalama atıf puanları 48.8’den 2018’de 52.9’a yükseldikten sonra, 2019’da 48’e düşmüştür. En büyük değişimler Boğaziçi’nin 10.7 puanlık çıkışı ile Koç’un 19.8 puanlık düşüşü olmuştur.
- Ortalama endüstriyel gelir puanları 63’den 73.5’a çıkmıştır. İTÜ’nün 27.9 Sabancı’nın ise 25.5 puanlık çıkışları dikkat çekicidir. (İTÜ öğretim üyesi başına düşen endüstriyel gelir kategorisinde 3 yıldır dünyada en tepedeki üniversitelerden birisidir.)
- Ortalama uluslararası puanı ise 38.6’dan 44.2’ye çıkmıştır. En önemli çıkış 13.5 puan ile Bilkent’te görülmüştür.
Görüldüğü gibi 2016-19 arası üniversitelerimizin performansları genelde yükselmiştir.
Demek ki, sıralamalardaki aşağıya gidişin nedenini başka bir yerde aramak gerekmektedir.
1) Sıralanan üniversite sayısı sürekli artıyor:
2004 yılında 200 üniversite ile başlayan sıralama, artık 1,200 üniversiteyi geçmiş bulunmakta. 2016 yılında sadece 400 üniversite sıralanmış iken, 2019’da 1258 üniversite sıralandı.
Sıralanan üniversite sayısı arttıkça rekabet de artıyor ve yukarılarda sıralanmak zorlaşıyor. THE’nin veri tabanında şu anda 1,500 üniversite bulunmakta. Dünyada 20,000 civarında yükseköğrenim kurumu bulunduğunu düşünürsek, bu veri tabanının daha da büyümesi şaşırtıcı olmaz. Birkaç yıla kadar sıralanan üniversite sayısı 2,000’i bulabilir.
2) Hızlı büyüyen bazı ülkelerin üniversiteleri hızla yukarılara çıkıyorlar:
Bazı Asya ülkelerinde (Çin, Japonya, Singapur, Güney Kore ve Tayvan) 10 üniversiteyi dünya çapından yapmak üzere özel devlet fonları kuruldu. Özellikle Çin’in dünya üniversiteler sıralamasındaki performansı çok iyi. Sıralamaya Çin 72 üniversite ile katkıda bulunmakta. İki yil once ilk 200’e 4 Çin üniversitesi girmiş iken, bu yıl bu sayı 7’ye çıktı. En iyi performans gösteren Çin üniversiteleri 22. sıradaki Tsinghua Üniversitesi ile 31. sıradaki Pekin Üniversitesi.
Bu iki faktör nedeniyle, Türkiye gibi başka bazı ülkelerin de üniversitelerin sıralamaları aşağılara kayıyor. Örneğin, BRİCS ülkelerinden
- Brezilya’nın 2016 sıralamasinda ilk 800’de 17 üniversitesi varken, bu yıl sadece 7 üniversitesi kaldı.
- Rusya’nın ilk 300’deki üniversite sayısı 2016’dan bu yana 4’ten 2’ye düştü.
Gelecekte üniversitelerimizin sıralaması ne olabilir?
Bu yazıda sözü geçen 6 üniversitemizin toplam ağırlıklı puanları (yukarıdaki tablolardan hesaplanabileceği gibi) 26.6 (ODTÜ) ile 41.8 (Sabancı) arasında değişiyor. 2019’te sıralamalarda daha yukarılarda yer almak için gereken puanlar ise şöyle oldu:
İLK … İÇİN | 500 | 400 | 350 | 300 | 250 | 200 | 100 |
MİN PUAN | 37.1 | 41.7 | 44 | 46.4 | 49.5 | 53.1 | 62.4 |
Yukarıda sözü edilen iki faktör nedeniyle bu puanlar 2018’e kıyasla ortalama 1.6 puan daha yukarıda ve gelecekte daha da yükselmeleri şaşırtıcı olmaz. En tepedeki üniversitemizin toplam puanı 41.8 ve bu puan 351-400 grubuna ucu ucuna yetmiş. Dolayısıyla üniversitelerimizin kısa vadede daha yukarılara çıkmaları oldukça zor görünüyor. Bırakın ilk 100’ü, ilk 200 için bile uzun vadeli bir plan çerçevesinde ciddi bir kaynağı harekete geçirmemiz gerekir.
Quacquarelli Symonds (QS) dünya üniversite sıralaması
QS şirketi ise, üniversiteler tarafından sağlanan öğrenci, mezun, öğretim üyesi sayıları vb. veriler ile kendisinin Scopus veri bankasından çektiği yayın/atıf gibi bibliyometrik verileri kullanarak QS Dünya Üniversiteleri Sıralaması (QS World University Rankings) oluşturuyor ve ayrıca bölgesel ve konu/alan bazlı sıralamalar yapıyor. Buna ilaveten, mezunların iş bulma süreleri, staj imkânları gibi bazı ek bilgiler isteyerek Employability Ranking adıyla bilinen mezunlarının iş bulma imkânlarına göre üniversiteleri sıralayan tematik bir sıralama da oluşturuyor.
QS dünya üniversiteleri sıralaması, akademik itibar anketi, işveren itibar anketi, öğretim elemanı sayısının öğrenci sayısına oranı, öğretim elemanı başına düşen atıf sayısı, yabancı uyruklu öğretim elemanı sayısının toplam öğretim elemanı sayısına oranı, yabancı uyruklu öğrenci sayısının toplam öğrenci sayısına oranı olmak üzere altı temel ayaktan oluşuyor; temel ayakların altında alt göstergeler mevcut değil [4]. Görüldüğü üzere QS, sıralamalarında daha öznel ve ankete dayalı bir değerlendirme sistemi kullanıyor.
QS sıralamasına göre Türkiye’nin önde gelen üniversiteleri
QS dünya üniversiteleri sıralamasında [5] Boğaziçi Üniversitesi 2016-2017 akademik yıl sıralamasında Türkiye’deki kamu üniversiteleri içinde Orta Doğu Teknik Üniversitesi ile birinciliği paylaştı; 2017/18-2021 yılları arasında da kamu üniversiteleri içinde ikinci sırada yer aldı. Boğaziçi Üniversitesi 2016-2017’de 471-480 bandında; 2017-2018 sıralamasında 491-500 bandında; 2018-2019 sıralamasında 571-580 bandında; 2019-2020 sıralamasında 651-700 ve 2020-2021 sıralamasında ise yine 651-700 bandında yer aldı.
Görüleceği üzere Boğaziçi Üniversitesi 2016-2017 ve 2017-2018 akademik yıllarında ilk 500 içinde bulunuyor. 2016/17-2021 yıllarında Türkiye’deki diğer üniversiteler incelendiğinde Sabancı Üniversitesi’nin 441-450 bandından 521-530 bandına; Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nin 471-480 bandından 601-650 bandına; İhsan Doğramacı Bilkent Üniversitesi’nin 411-420 bandından 551-560 bandına; Koç Üniversitesi’nin ise 451-460 bandından 464’üncü sıraya indiğini görüyoruz.
Gerek THE gerekse QS dünya sıralamalarında ülke çapında benzer bir genel düşüş söz konusu. Dolayısıyla düşüşün sadece Boğaziçi Üniversitesi’ne özel bir durum olduğuna, diğer üniversitelerin ise çıkışta olduğuna ilişkin iddiaların temeli olmadığını görüyoruz.
US News& World Report küresel üniversite sıralaması
Genelde ülkemizde göz ardı edilen, ancak dünyanın yakından takip ettiği ve önemsediği US News & World Report küresel üniversite sıralamalarında da [6] son beş yıldır Türkiye’den birinci sırada yer alan ve bu beş yılın dördünde (2016-2017, 2017-2018, 2019-2020 ve 2020-2021 akademik yıllarında) Türkiye’den ilk 200’e giren tek üniversite Boğaziçi Üniversitesi.
2018-2019, 2019-2020 ve 2020-2021 yıllarında sırasıyla 234’üncü, 186’ncı, ve 197’nci olan Boğaziçi Üniversitesi’ni en yakından izleyen Orta Doğu Teknik Üniversitesi aynı listede 2018-2019, 2019-2020 ve 2020-2021 akademik yıllarında sırasıyla 367’nci, 398’inci ve 453’üncüydü.
Bu sıralama için de üniversiteler öğrenci, mezun, öğretim üyesi sayıları ile bilimsel araştırma projelerine ve endüstri-sanayi işbirliği çerçevesindeki projelere ilgili yıl içinde aktarılan fon tutarına ve üniversite toplam bütçelerine ilişkin veriler sağlıyor. Bu veriler, Clarivate şirketinin sağladığı Web of Science (InCites) veri bankasından alınan yayın ve atıf gibi bibliyometrik veriler ile birlikte kullanılıyor [7].
US News & World Report küresel üniversite sıralamasında detaylarını notlar kısmında görebileceğiniz 3 temel ayak ve bunlar altında 13 alt gösterge mevcut [7,8].
US News & World Report küresel üniversite sıralamasındaki durum neden farklı?
Sıralama şirketleri yöntemlerini yıllar içinde değiştirebiliyor. Özellikle 1.000 yazardan fazla yazarlı makalelerin ve onların aldığı atıfların THE ve QS şirketleri tarafından 2015 yılından sonra tamamen veya kısmen kapsam dışı tutulması [1, 3] dünyaca tanınırlığa sahip büyük araştırma grupları içinde yer alan üniversitelerin dezavantajına bir durum oluşturdu. Boğaziçi Üniversitesi gibi CERN’deki yüksek bütçeli ve çığır açıcı ATLAS ve CMS deneylerinde aktif olarak araştırma yapan ve bu çalışmalardan yayın üreten üniversitelerin sıralamaları bu durumdan olumsuz etkilendi. Öte yandan US News & World Report küresel üniversite sıralamasında bu tür yayınlar ve aldıkları atıflar göz önünde bulunduruluyor.
Bunun yanında sadece endekslerde yer alan yayınlar değil; kitap ve konferanslar da ayrı birer gösterge olarak kullanılıyor [7] . Kitaplar sosyal ve beşeri bilimler alanlarında çalışmalar yapan araştırmacılar için önemli çıktılar; bu çıktıların diğer sıralamalarda kullanılmaması özellikle Boğaziçi Üniversitesi gibi fen ve mühendislik alanlarının yanı sıra sosyal ve beşeri bilimler alanlarında araştırma yapan üniversitelerin araştırma çıktılarının tamamının sıralama performanslarına yansımasını engelliyor.
US News & World Report küresel üniversite sıralamasında ‘bibliometrik göstergeler’ temel ayağında hem en çok atıf alan yayınlar içinde %10’luk dilime giren yayınların sayısı hem de toplam yayınlara oranı iki ayrı gösterge olarak kullanılıyor. Bu göstergeler bir üniversitenin yayınlarının niteliğini ve dolayısıyla araştırma performansını gösteriyor. Bu dilimdeki yayınların toplam yayınlara oranı üniversitenin ürettiği nitelikli araştırma miktarının bir ölçüsü ve üniversite büyüklüğünden bağımsız. Bu da önemli bir nokta zira oran göz önüne alınmadığında öğretim üyesi fazla olan üniversiteler avantajlı duruma geliyor. Ayrıca ‘bilimsel mükemmeliyet’ temel ayağı altında, en çok atıf alan yayınlar içinde %1’lik dilime giren yayınların sayısı ve bu sayının toplam yayın sayısına oranı da gösterge olarak kullanılıyor. %1’lik dilime giren yayın sayısı araştırmanın niteliğini ortaya koyarken %1 dilime giren yayın oranı ise dünyadaki en etkili yayınlar arasında üniversitenin çıktısının yüzdesini gösteriyor [7].
Tüm sıralama sistemleri büyük ölçüde ya da tamamen araştırma çıktılarından etkilenirler. Üniversitenin temel işlevi araştırma olduğundan bu, beklenen bir sonuçtur. Türk üniversiteleri dünya sıralamalarında yukarılara çıkmak istiyorlar ise, bunun yolu bellidir: araştırma çıktılarını yukarıya çekmek.
Üniversiteyi liseden veya dersaneden ayıran en önemli faktör araştırmadır. İnsanlığın dağarcığındaki bilgiyi artırmak yerine sadece bilgiyi aktarmayı kendilerine misyon edinen yüksek öğrenim kurumları üniversite olmanın sorumluluklarını tümüyle yerine getirmemektedir ve birçoğu düşük prestijli diplomaların yerel dağıtıcıları olmaya mahkumdur. Sadece ve sadece araştırma üniversiteleri, yüksek prestijli uluslararası çekim merkezleri haline gelebilir ve dünyada sıralamalarda önde gelebilirler.
Detaylarda üniversitelerin misyon ve vizyonuna bağlı farklılıkar olmakla birlikte araştırma üniversitesi olmanın temel şartları şunlardır:
- Araştırmacı: Araştırma kapasitesi yüksek öğretim üyeleri işe alınmalıdır.
- Zaman: Öğretim üyelerine araştırma yapabilmeleri icin gereken zaman sağlanmalıdır.
- Mali destek: Araştırma için gereken mali bütçeler sağlanmalıdır.
- Altyapı: Araştırma için gereken fiziksel ve kurumsal ortamlar sağlanmalıdır.
- İnsan kaynağı: Araştırma için önemli olan doktora öğrencileri ve asistanlar sağlanmalıdır.
- Kariyer yönetimi: Öğretim üyeleri için geliştirilecek değerlendirmelerde araştırma çıktıları öne çıkarılmalıdır
Türk üniversitelerinin dünya sıralamalarında yukarılara çıkmasının tek yolu araştırma çıktılarını yukarıya çekmektir ve bunun nasıl yapılacağı bellidir: İyi araştırmacıları ise alıp onlara araştırmaya uygun şartları sağlamak ve kariyerlerini hedefler doğrultusunda yönetmek gereklidir. Bir grup üniversitemizin 2017-18 akademik yılı açılış töreninde “araştırma üniversitesi” olarak belirlenmiş olması kanımca bu yönde olumlu bir gelişme olmakla birlikte, bu listede THE sıralamasının en tepesindeki 3 vakıf üniversitesinin bulunmaması şaşırtıcıdır.
Amaç bir Türk üniversitesini en yukarılara taşımak ise bu ayrımcı uygulamadan vazgeçilmelidir.
————————-
Referans:
i-Erhan Erkut.“Times Higher Education” (THE) Sıralamalarında Üniversitelerimiz 20 Ocak 2019
ii-Ayşın Ertüzün ,(23 Şubat 2021), “Dünya üniversite sıralamaları yükseköğretim sistemimize dair ne söylüyor?”,Sarkaç, https://bit.ly/3st8HVj
Katkıda bulunanlar: Necati Aras, Ayşe Gürel, Berat Zeki Haznedaroğlu, Ali İzzet Tekcan, Yavuz Akpınar, Naz Zeynep Atay Gök, Dilek Çalgan, Nermin Zeynep Uysal, Nuri Zafer Yenal
Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyeleri
Notlar/Kaynaklar
[1] THE sıralamasında dikkate alınan beş temel ayak ve altında yer alan 13 gösterge:(i) Eğitim/öğretim ayağının göstergeleri: doktora mezun sayısının lisans mezunu sayısına oranı, doktora mezun sayısının öğretim elemanına oranı, eğitim/öğretim itibar anketi, öğretim elemanı başına düşen kurum bütçesi ve öğretim elemanı başına düşen öğrenci sayısı; (ii) Araştırma temel ayağının göstergeleri: öğretim elemanı başına düşen yayın sayısı, öğretim elemanı başına düşen bilimsel araştırma projelerine ve sanayi ile ilişkiler çerçevesinde yapılan projelere aktarılan toplam fon tutarı, araştırma itibar anketi; (iii) Atıf ayağında kullanılan gösterge atıf etki değeri; (iv) Sanayi geliri ayağı göstergeleri: öğretim elemanı başına düşen sanayi ile ilişkiler çerçevesinde yapılan projelere aktarılan fon tutarı; (v) Uluslararası görünüm ayağının göstergeleri: yabancı uyruklu öğretim elemanı sayısının toplam öğretim elemanına oranı, yabancı uyruklu öğrenci sayısının toplam öğrenci sayısına oranı ve uluslararası işbirliği ile yapılan yayınların toplam yayın sayısına oranı.
[2] Times Higher Education – World University Rankings 2021 methodology https://www.timeshighereducation.com/world-university-rankings/world-university-rankings-2021-methodology
[3] Times Higher Education – World University Rankings 2021 https://www.timeshighereducation.com/world-university-rankings/2021/world-rankin [4]“Dünya Üniversiteler Sıralaması (THE) verilerini 2015’ten 2022’ye analiz edildiğinde 2015’te ilk 200’e Türkiye’den 4 üniversite yer alırken 2022’de ilk 500’e giren üniversitemiz yok.