Editörlüğünü yürüttüğümüz Uluslararası İndekslerde taranan ve dizinlenen “Holistic Economics” dergisi için, disiplinlerarası değerli çalışmalarınızı/ araştırmalarınız bekleriz…
https://journals.gen.tr/index.php/holistecon
Başlarken
Merhaba. Antroposen çağında – biraz da iklimsel değişikliğin ve Kovid 19 ve devam edegelen
varyantlarının etkisiyle – ekolojik aydınlanmadan söz etmenin zamanı geldi hatta geçti bile. Ekolojik
perspektif, insan merkezli bakış açısını bir yana bırakıp eko-merkezli (kimilerince biyomerkezli) bir
bakış açısına sahip olmayı ifade ediyor. Bu perspektif eko-toplumsal ve eko-ekonomik boyutları da
içeren bir biçimde ele alındığında “sürdürülebilir yaşam” odak noktasına odaklıyor bizi. Dikkat
edilirse, “sürdürülebilir kalkınma” kavramının dar anlam kalıbına ve ideolojik tartışmalarına takılıp
kalmamak için “sürdürülebilir yaşam” deyimini yeğledik.
Holistik nitemi bütün anlamına gelen “holos kökünden gelmektedir. Yunanca’dan kaynaklı bu
sözcüğün 1926’da Jan Christiaan Smuts tarafından “Holizm ve Evrim” yapıtında holizm olarak
kullanıldığını görüyoruz. SmutsH holizm ile indirgemeci yaklaşıma karşıt bir biyolojik evrim
anlayışını ortaya atmıştır: bütünsellik.
Batı’da 1960’lardan sonra üç onyıl pek fazla akademik radarlara girmeyen holizm 1990’lardan sonra
tekrar gündeme gelmiştir. Oysa Doğu’da bu kavram yaşamın ana felsefesidir.
Holistik yaklaşımın dizgesel (sistemik) ve diyalektik bakış açılarıyla birlikte düşünülmesi gereğinin
altını çizerek belirtelim. Aksi halde beklenilmedik ekonomik krizler anlamındaki siyah kuğuyu; iklim
değişikliğinin getirdiği karmaşık krizler anlamındaki yeşil kuğuyu anlamak olanaklı olmayacaktır.
Ekonomik olguları sosyal ve ekolojik boyutlarla birlikte ele almanın gerektiği açıktır. Bu üçgen ilgili
kuram ve uygulamada sürdürülebilirlik olarak adlandırılmaktadır. Beri yandan uluslararası ilişkiler
ya da siyaset bilimine giriş kitaplarında yaygın bir kavram vardır: MEP üçgeni. Olguları ele alırken
ekonomik-siyasal-askeri boyutlarıyla birlikte ele almak gerekliliğini ifade eder.
Son dönemde kimi dünya üniversitelerinde multidisipliner çalışmalarla ilgili kürsüler ve çalışmalar
(mekatronik mühendisliği, nörobilimler vb.) oluşmaya başladı. Bu çalışmaların bir sonraki adımı
“disiplinlerüstü (supradisciplinary)” olacak gözüküyor. Belki olduğunu bile iddia edebiliriz.
İşte holistik ekonomi adlı bir dergi çıkarmaya koyulmamızın gerekçesi tam da bu gelişmedir.
Dergimizde yer verilmesi düşünülen makaleler de bu bağlamda ekonomiyle ilgili multidisipliner ve
giderek disiplinler üstü çalışmalar olduğunda dergi çıkış amacına uygun olacaktır. Bu bağlamda şu
konuları belirtebiliriz:
a. Ekonominin düşünsel serüveni : holistik ekonomiye doğru giden yol
b. Makroekonomik temalara (yerel-ulusal-küresel) holistik yaklaşımlar
c. Sektörel (tarım, sanayi ve finansdışı hizmet) ekonomilere ait temalara holistik yaklaşımlar
d. Finansal piyasalar ve kurumlara ait temalara holisitik yaklaşımlar
e. İşletme anabilim dalında yönetsel fonksiyonlara (planlama-kontrol, örgütlenme, yürütme) ve
örgütsel fonksiyonlarına ait (tedarik, üretim, pazarlama, finans-muhasebe, ARGE, insan varlıkları vd.)
temalara holistik yaklaşımlar
d. Sosyolojik, siyasal, kamu yönetimi ve hukuka ait temaların ekonomiyle ilişkileri bağlamında
holistik yaklaşımlar
d. Doğrudan sürdürülebilirliğin kendisine ait kuramsal yöntemlere ve uygulamalara ait temalar
Son olarak, dileyelim ki, karmaşıklık ekonomisi denizinde denizci söylemiyle pruvamız neta olsun.