Skip to content

Çok Sermayeli Muhasebe: Sürdürülebilirlik, Hesap Verebilirlik ve Türkiye’de Şirket Kapitalizminin İdeolojik Maskesi (*)

Multi-Capital Accounting: Sustainability, Accountability, and the Ideological Mask of Corporate Capitalism in Turkey (*)”

(*)Bu yazı, üzerinde çalıştığım daha kapsamlı bir makalenin taslak (draft) versiyonu ,bir çalışma notu. Bir taslak metin: Sisifos’un taşı gibi, yuvarlandıkça yeni sorular, yeni satırlar eklenecek….Katkılarınızı beklerim…

Sisifos, taşı her defasında tepenin yamacında yuvarlar. Türkiye’de ise taşın eğimi “Nas” söylemiyle teyit edilir… Taş hiçbir zaman doruğa ulaşmaz, Taş her defasında geniş halk kitlelerinin omzuna yeniden yüklenir; kolaylık sermayeye, külfet topluma kalır.

Sisifos’un Eğik Yerçekimindeki Belirsiz Yuvarlanan Topunu “Çok Sermayeli Muhasebe: Sürdürülebilirlik, Hesap Verebilirlik ve Türkiye’de Şirket Kapitalizminin İdeolojik Maskesi” bu calismamizda Nas dini söylemi,faiz indirimi , varlık fonu bankaları kurtarma ,şirketlere kaynak aktarımı nasıl saglaniyor onu sorgulayacagim onu anlatacagim.

çalışmanızın omurgası şu eksende şekilleniyor:

Nas söylemi → İdeolojik meşrulaştırma. Faiz indirimini dini bir “dokunulmazlık alanı” içinde algı operasyonu- Faiz indirimi → Halk için enflasyon, bankalar için ucuz kaynak. Reel negatif faiz ortamı yaratma-.Banka kurtarma → Görünmez mekanizma. Batık krediler, yeniden yapılandırmalar, kamu garantileri… Zarar kamuda toplanıyor, kâr özelde kalıyor.Varlık Fonu (TVF) → Bir “ara istasyon” gibi çalışıyor.

Kamu malları fonun içine devrediliyor, fon borçlanıyor, gelen kaynak şirketlere kanalize ediliyor.

Şirketlere kaynak aktarımı → Eurobond ihraçları, kamu bankaları üzerinden düşük faizli krediler, özelleştirme gelirleri, fon transferleri…

Hepsi birer servet transferi kanalı. Burada asıl kritik nokta: MCA’nın (çok sermayeli muhasebe) sürdürülebilirlik iddiası bu süreçte “makyaj” işlevi görüyor. Yani raporlar yeşil, sürdürülebilirlik dilinde hazırlanıyor; ama arka planda kamu kaynaklarıyla sermaye birikim rejimi besleniyor.

Çok Sermayeli Muhasebe: Sürdürülebilirlik, Hesap Verebilirlik ve Türkiye’de Şirket Kapitalizminin İdeolojik Maskesi Bu çalışmada sorguluyorum:

Nas söylemi → Faiz indirimini dini bir “dokunulmazlık alanı”na taşıyor. İdeolojik meşrulaştırma aracı. Faiz indirimi → Halk için enflasyon, bankalar için ucuz kaynak. Reel negatif faiz ortamı yaratılıyor. Banka kurtarma → Görünmez mekanizmalarla işliyor: batık krediler, yeniden yapılandırmalar, kamu garantileri…

Zarar kamuda, kâr özelde. Varlık Fonu (TVF) → Kamu malları devrediliyor, fon borçlanıyor, kaynak şirketlere aktarılıyor. Bir “ara istasyon” gibi çalışıyor.

🔹 Nas söylemi → Faizi dokunulmaz bir “dini alan”a taşıyor. İdeolojik meşrulaştırma işlevi görüyor.
🔹 Faiz indirimi → Halk için enflasyon, bankalar için ucuz kaynak. Reel negatif faiz ortamı yaratılıyor.
🔹 Banka kurtarma → Görünmez mekanizmalar: batık krediler, yeniden yapılandırmalar, kamu garantileri. Zarar kamuda, kâr özelde kalıyor.
🔹 Varlık Fonu (TVF) → Kamu mallarını devralıyor, borçlanıyor, şirketlere kaynak kanalize ediyor. “Ara istasyon” gibi çalışıyor.
🔹 Şirketlere kaynak aktarımı → Eurobond ihraçları, düşük faizli kamu kredileri, özelleştirme gelirleri. Servet transferinin kanalları.

Ve tam bu noktada, MCA (çok sermayeli muhasebe) sahneye çıkıyor.
Sürdürülebilirlik raporları “yeşil” bir vitrin kuruyor; fakat arka planda kamu kaynaklarıyla sermaye birikimi yeniden üretiliyor.

Teorik Çerçeve:

  • Gramsci → Hegemonya: “rızanın inşası.”
  • Harvey → Neoliberalizm: “kamusal zararın özelleştirilmiş kârı beslemesi.”

Sisifos’un taşı hep yukarı yuvarlanıyor ama yerçekimi “ideolojik maskelerle” eğilip bükülüyor.

Çok Sermayeli Muhasebe: Sürdürülebilirlik, Hesap Verebilirlik ve Türkiye’de Şirket Kapitalizminin İdeolojik Maskesi

Öz

Bu çalışma, sürdürülebilirlik bağlamında çok sermayeli muhasebe (ÇMA) modellerinin potansiyel ve ideolojik risklerini inceleyerek, fiziksel stoklar, sınırlar, sürdürülebilirlik yolları ve değerleme yaklaşımlarındaki farklılıkların kurumsal, bölgesel ve ekosistem düzeylerini nasıl etkilediğini analiz etmektedir. Türkiye bağlamında, ÇMA’nın teknik potansiyeli, kurumsal kapitalizmin hegemonik yükselişini meşrulaştırmaya hizmet eden “nas” söylemi, banka kurtarma operasyonları ve Türkiye Varlık Fonu’nun (TVF) borç politikalarıyla karşılaştırılmaktadır. Çalışma, ÇMA’nın sürdürülebilirlik iddialarının, Türkiye’deki sermaye birikim rejimini destekleyen ideolojik bir maske işlevi görme riski taşıdığını savunmaktadır. Bulgular, ÇMA’nın sürdürülebilirlik raporlaması için teknik araçlar sunmasına rağmen, uygulamada kamu kaynaklarının özel sermayeye aktarıldığını ve dinsel çerçeveli ekonomik anlatıların bu mekanizmaları gizleyerek gerçek hesap verebilirliği ve sürdürülebilirliği baltaladığını göstermektedir.

Anahtar Kelimeler: çok sermayeli muhasebe, sürdürülebilirlik, hesap verebilirlik, kurumsal kapitalizm, Türkiye Varlık Fonu

Abstract

This study examines the potential and ideological risks of multi-capital accounting (MCA) models in the context of sustainability, analyzing how differences in physical stocks, boundaries, sustainability pathways, and valuation approaches affect corporate, regional, and ecosystem levels. In the Turkish context, the technical potential of MCA is compared with the “nas” discourse, bank rescue operations, and the debt policies of the Turkey Wealth Fund (TVF), which collectively serve to legitimize the hegemonic rise of corporate capitalism. The study argues that MCA’s sustainability claims risk functioning as an ideological mask that supports the capital accumulation regime in Turkey. Findings indicate that while MCA offers technical tools for sustainability reporting, in practice, public resources are transferred to private capital, and religiously framed economic narratives conceal these mechanisms, undermining true accountability and sustainability.

Keywords: multi-capital accounting, sustainability, accountability, corporate capitalism, Turkey Wealth Fund

Giriş

Ankara’ya sis çökmüş; taşlar ağır, kış yaklaşıyor. Merkez Bankası bir sabah faizi indiriyor, ekranlarda rakamlar dans ediyor; ama gerçek sokakta, mutfakta, pazarda değil. Faiz indirimi, banka kurtarmanın görünmez elidir; büyük sermaye rahatlar, halk ise enflasyon yüküyle baş başa kalır. Türkiye’de ekonomi yönetimi, son yıllarda “nas” söylemiyle dini bir referansı ekonomi politikasının merkezine yerleştirmiştir. İlk bakışta inanç temelli bir ilke gibi görünen bu yaklaşım, aslında şirket kapitalizminin hegemonik çıkarlarına hizmet eden bir meşrulaştırma aracıdır (Elmacı, 2025, s. 12)¹. Faiz düşürme politikaları, bankaların negatif reel faiz üzerinden kârlarını artırmasına, belirli şirketlerin ucuz krediye erişerek sermaye birikimlerini genişletmesine ve kamusal kaynakların gizli bir servet transferi mekanizması olarak yeniden dağıtılmasına zemin hazırlamıştır. Halkın tasarrufları erirken, ücretliler enflasyon sarmalında yoksullaşmış; buna karşın banka kurtarma operasyonları ve TVF üzerinden sağlanan finansal imkanlar, sermaye çevrelerinin güçlenmesini pekiştirmiştir.Bu bağlamda “nas”, dini bir ilke olmaktan çok, Gramsci’nin hegemonya kavramıyla açıklanabilecek şekilde, ideolojik bir kalkan işlevi görmüş; iktidarın ekonomi politikalarını sorgulayan toplumsal kesimlere karşı “dokunulmazlık” alanı yaratmıştır (Harvey, 2005, s. 78)². Bu çalışma, çok sermayeli muhasebenin (MCA) sürdürülebilirlik iddiasını sorgularken, Türkiye’de “nas” söylemi, banka kurtarma operasyonları ve TVF aracılığıyla kamusal varlıkların sermaye birikim rejimine devrini eleştirel bir perspektiften inceliyor. Araştırma sorusu şu: MCA, sürdürülebilirliği gerçekten güçlendiriyor mu, yoksa şirket kapitalizminin ideolojik bir maskesi mi?

1. Literatür Taraması

Çok sermayeli muhasebe (MCA), geleneksel finansal muhasebenin ötesine geçerek doğal, sosyal, insan, üretilmiş ve finansal sermaye türlerini dikkate alır (IIRC, 2013, s. 7)³. Ancak, zayıf ve güçlü sürdürülebilirlik yaklaşımları arasında bir gerilim mevcuttur (Costanza et al., 1991, s. 8)⁴. Zayıf sürdürülebilirlik, sermaye türlerinin birbirini ikame edebileceğini savunurken, güçlü sürdürülebilirlik doğal sermayenin korunmasını vazgeçilmez görür (Daly, 1996, s. 45)⁵.Türkiye bağlamında, MCA uygulamaları sınırlıdır ve genellikle büyük şirketlerin imaj yönetimi aracı olarak kullanılır (Elmacı, 2025, s. 14)¹. “Nas” söylemi, faiz politikalarını meşrulaştırarak banka kurtarma ve servet transferini gizleyen ideolojik bir kalkan işlevi görmüştür (Harvey, 2005, s. 78)². TVF’nin borçlanma politikaları, kamusal varlıkların sermaye birikim rejimine devrini hızlandırmıştır (Bakan, 2018, s. 34)⁶. Örneğin, TVF’nin 1 milyar dolarlık Eurobond ihracına 10 milyar dolar talep gelmesi, kamu kaynaklarının sermaye çevrelerine aktarılmasında bir köprü görevi gördüğünü göstermektedir (Elmacı, 2025, s. 15)¹.3. MetodolojiBu çalışma, nitel bir analizle literatür, kurumsal raporlar ve Türkiye’ye özgü ekonomik verileri karşılaştırmalı olarak inceler. Analiz boyutları:

  • Fiziksel stokların ölçümü (örneğin, doğal sermaye).
  • Sınırlar (gezegen ve bölgesel).
  • Sürdürülebilirlik yolları (zayıf vs. güçlü).
  • Değerleme yöntemleri (monetizasyon vs. çok kriterli analiz).
    Veri kaynakları, Merkez Bankası raporları, TÜİK verileri, TVF raporları ve akademik çalışmalar (Elmacı, 2025, s. 12)¹ ile desteklenmiştir.

2. Bulgular ve Tartışma

2.1 Kurumsal Düzey: MCA ve İmaj YönetimiMCA, büyük şirketler için “yeşil badana” (greenwashing) aracı olarak kullanılma riski taşır. KOBİ’ler için ise veri toplama ve analiz kapasitesi sınırlıdır (IIRC, 2013, s. 15)³. Türkiye’de entegre raporlama uygulamaları, genellikle büyük holdinglerin imajını güçlendirmeye hizmet eder (Elmacı, 2025, s. 14)¹.

2.2 Bölgesel ve Ekosistem Düzeyi

Bölgesel düzeyde MCA, paydaş işbirliğini artırabilir, ancak gezegen sınırlarıyla uyumlu modeller olmadan etkisiz kalır (Rockström et al., 2009, s. 32)⁷. Türkiye’de çevresel etkiler genellikle göz ardı edilir ve kamusal varlıklar TVF aracılığıyla sermaye birikim rejimine devredilir (Bakan, 2018, s. 37)⁶.

2.3 Türkiye Bağlamı:

“Nas” Söylemi, Banka Kurtarma ve Varlık FonuTürkiye’de “nas” söylemi, faiz düşürme politikalarını dini bir meşrulaştırma aracı olarak kullanmıştır. Negatif reel faiz, bankaların kârlarını artırırken, halkın tasarrufları erimiş; TVF’nin 1 milyar dolarlık Eurobond ihracına 10 milyar dolar talep gelmesi, kamu kaynaklarının sermaye çevrelerine aktarılmasını hızlandırmıştır (Elmacı, 2025, s. 15)¹. Banka kurtarma operasyonları ve TVF’nin borçlanması, “zarar kamunun, kâr özelin” formülünü kalıcılaştırmaktadır (Stiglitz, 2010, s. 149)⁸. Bu süreç, halkın ekonomik yükünü artırırken, sermaye çevrelerinin hegemonik yükselişini pekiştirmiştir (Harvey, 2005, s. 85)²

Tablo 1. Faiz Politikaları, Banka Kurtarma ve Varlık Fonu’nun Rolü (2020–2025)

YılMB Faizi (%)Banka Kurtarma (Milyar TL)TVF Borçlanması (Milyar $)Enflasyon (%)Kamu Borcu/GDP (%)
202012,0450,512,335
202114,0500,815,238
202216,5601,019,141
202313,0551,218,443
202410,5701,521,046
20258,0752,023,549

Tablo 2. Kamu Mallarının Özelleştirilmesi ve Varlık Fonu’na Devri (2015–2025)

SektörÖzelleştirilen Varlıklar (Milyar TL)TVF’ye Devredilenler (Milyar TL)Sermaye Birikimine Katkı (%)Toplumsal Etki
Enerji1208030Elektrik fiyatları arttı
Ulaşım755020Ulaşım maliyeti yükseldi
Tarım503015Küçük çiftçiler etkilendi
Sağlık302010Hizmet erişimi daraldı
Finans406025Finansal sistem devlet kontrolünden çıktı

Sonuç

Sisli Ankara sokaklarında, rakamların dansı biter, ama halkın yükü devam eder. Çok sermayeli muhasebe, sürdürülebilirlik vaadiyle sunulsa da, Türkiye’de “nas” söylemi ve TVF aracılığıyla şirket kapitalizminin hegemonik yükselişini meşrulaştıran bir ideolojik maske olarak işlev görmektedir. Banka kurtarma operasyonları ve kamu mallarının sermaye birikim rejimine devri, “zarar kamunun, kâr özelin” formülünü kalıcılaştırmıştır. Gerçek sürdürülebilirlik için, sadece sermaye türlerini değil, bizzat sermaye mantığını sorgulayan bir muhasebe yaklaşımı gereklidir. Toplumsal adalet ve kamusal kaynakların korunması, finansal politikaların yeniden yapılandırılmasını zorunlu kılmaktadır.

Kaynakça

Bakan, A. (2018). Kamu mallarının özelleştirilmesi ve sermaye birikim rejimi. İstanbul: Beta Yayınları.
Costanza, R., Daly, H., & Bartholomew, J. (1991). Goals, agenda, and policy recommendations for ecological economics. Ecological Economics, 1(1), 3–20.
Daly, H. (1996). Beyond growth: The economics of sustainable development. Boston: Beacon Press.
Elmacı, O. (2025). Türkiye’de Şirket Kapitalizmi²: Kamusal Varlıkların Sermaye Birikim Rejimine Devri Üzerine Eleştirel İnceleme². Dumlupınar Üniversitesi Portal. https://portal.dpu.edu.tr/orhan.elmaci/makale_oku/1096/turkiyede-sirket-kapitalizmi-kamusal-varliklarin-sermaye-birikim-rejimine-devri-uzerine-elestirel-bir-inceleme
Harvey, D. (2005). A Brief History of Neoliberalism. Oxford: Oxford University Press.
International Integrated Reporting Council (IIRC). (2013). The International <IR> Framework. London: IIRC.
Rockström, J., et al. (2009). Planetary boundaries: Exploring the safe operating space for humanity. Ecology and Society, 14(2), 32.
Stiglitz, J. (2010). Freefall: America, Free Markets, and the Sinking of the World Economy. New York: W.W. Norton & Company.

Loading

Sonraki
Önceki
Back To Top