Skip to content

Elektrikli Araçlar Özelinde Finansal Ekonomik Sürdürülebilirlik Performansında Sahtekarlık: Yeşil Vaatlerin Eleştirel Bir İncelemesi

Fraud in the Financial and Economic Sustainability Performance of Electric Vehicles: A Critical Examination of the Potential Deceptiveness Behind Green Promises

Abstract:
In recent years, electric vehicles (EVs) have been globally heralded as pivotal instruments in the transition toward a sustainable future. However, a growing body of critical literature suggests that many of these “green promises” function primarily as instruments of financial window-dressing, rather than genuine solutions to environmental degradation. This study critically examines the economic sustainability claims of the EV industry, highlighting cases of greenwashing, manipulated carbon footprint data, and systemic financial opacity. Grounded in critical theory and informed by the neoliberal “tragedy of the commons” framework, the research argues that the structural imperatives of neoliberal capitalism fundamentally undermine collective efforts to achieve climate goals. Drawing upon empirical data from the IPCC reports, European Court of Auditors assessments, and global financial scandals, this paper reveals that the environmental benefits of EVs are frequently overstated. Furthermore, it demonstrates that unless systemic shifts accompany technological innovation, EVs risk becoming mere symbols of a market-driven ecological mirage rather than effective agents of change. The study , written with a critical theory approach, aims to reveal the content and limitations of the EA promise in the light of current statistics and important discussions in the literature on the subject.

Keywords:
Electric Vehicles, Greenwashing, Neoliberalism, Climate Change, Sustainability, Financial Fraud, Carbon Footprint

Giriş

Ulaşım sektörünün dekarbonizasyonunda kritik bir rol oynayan elektrikli araçlar, çevresel sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmada önemli bir çözüm olarak kabul edilmektedir (IEA, 2023). Bu bağlamda, EV üreticileri ve ilgili kuruluşlar, sürdürülebilirlik entegre raporlarında sıklıkla bu araçların çevresel faydalarının yanı sıra finansal ve ekonomik avantajlarını da vurgulamaktadırlar. Entegre raporlama, kuruluşların değer yaratma süreçlerini finansal, çevresel ve sosyal boyutlarıyla birlikte sunmayı amaçlasa da (IIRC, 2013), elektrikli araçların finansal ve ekonomik sürdürülebilirlik performansına ilişkin bazı beyanların, özellikle uzun vadeli etkiler ve dolaylı maliyetler göz önüne alındığında, dikkatli bir şekilde değerlendirilmesi gerekmektedir. 

İklim krizi karşısında ulaşım sektörünün karbondan arındırılması hayati görülmekte ve elektrikli araçlar (EA) bu bağlamda “sıfır emisyon” vaadiyle ön plana çıkarılmaktadır. Gerçekten de küresel ölçekte EA satışları hızla artmaktadır; Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) verilerine göre 2023’te yaklaşık 14 milyon yeni elektrikli otomobil satılmış ve 2024 sonuna kadar bu rakamın 17 milyona ulaşacağı öngörülmektedir​iea.org. EV’ler, literatürde egzoz emisyonlarını önemli ölçüde düşürmesi nedeniyle temiz ulaşımın kilit teknolojisi olarak tanımlanmaktadır​carbonbrief.orgtheicct.org. Bununla birlikte, EA’lerin finansal ve ekonomik sürdürülebilirlik boyutlarında çeşitli sorunlar ve yanıltıcı uygulamalar gündeme gelmiştir. Akademik çalışmalar, EA benimsenmesinin ulaşım kaynaklı sosyal eşitsizlikleri artırabileceği ve doğal kaynak tüketimine yol açabileceğini göstermekte. Bu makale, yeşil yıkama (greenwashing)  potansiyeli gibi EA’lerin finansal/sürdürülebilirlik performansına ilişkin eleştirileri incelerken, neoliberal ekonomik yapıların iklim hedeflerini engelleyici rolünü “havuz problemi” metaforu çerçevesinde tartışmak ve EV’lerin finansal ve ekonomik sürdürülebilirlik performansına dair yapılan iddiaların potansiyel yanıltıcılıklarını akademik bir çerçevede inceleyerek bu iddiaları desteklemek için sunulan kanıtları eleştirel bir bakış açısıyla değerlendirmeyi amaçlamaktadır.Eleştirel teori yaklaşımıyla kaleme alınan bu analiz, konuyla ilgili güncel istatistikler ve literatürdeki önemli tartışmalar ışığında, EA vaadinin içeriğini ve sınırlamalarını ortaya koymayı hedeflemektedir.

1.Elektrikli Araçlarda Yeşil Yıkama ve Yanıltıcı Vaatler

Bir şirketin ya da ürünün çevreci imajını abartarak tüketiciyi yanıltması, “yeşil yıkama” olarak tanımlanır. Elektrikli araç sektöründe de bu tür uygulamalara rastlanmaktadır. Liao ve Wu (2024), bazı otomotiv üreticilerinin EA’lerle ilgili “sübvansiyon hilesi”, “karbon azaltım vaatlerini abartma” ve “çevresel bilgileri seçici açıklama” gibi davranışlar sergilediğini belirtmiştir​researchgate.net. Örneğin Çin’deki soruşturmalar, birçok elektrikli araç üreticisinin şarj kapasitesi ve batarya gücü gibi teknik özellikleri şişirerek devlet teşviklerinden haksız yere faydalandığını ortaya koymuştur​reuters.comcaixinglobal.com. Çalışmaların raporlarına göre, Şubat 2017’de Sanayi Bakanlığı yedi firmayı “sübvansiyon hilesi” nedeniyle cezalandırmış, yaklaşık 4.500 araçtaki batarya gücü ilan edildiği değerden düşük bulunmuştur​

caixinglobal.com. Benzer şekilde Reuters’ın haberine göre, 2016’da Çin Maliye Bakanlığı ülke genelinde en az 25 şirketin sübvansiyon programını “sahte üretim ve satış verileri”yle aldatmaya çalıştığını tespit etmiş, dolayısıyla destekleri kısıtlama kararı almıştır​reuters.com. Bu tür uygulamalar, elektrikli araç sektöründe yeşil vaadlerin güvenilirliğini zedelemekte, düzenleyici otoritelerin müdahalesini gerektirmektedir.

Tüketici düzeyinde de yanıltıcı uygulamalar rapor edilmiştir. Örneğin ABD’de bir dizi Tesla sürücüsü, araçlarının kilometre göstergesinin gerçekte kat ettikleri mesafeden yüksek olduğunu iddia eden davalar açmıştır. Bir davada Tesla’nın, “tahmini algoritmalar, enerji tüketimi metrikleri ve sürücü davranış çarpanları” kullanarak gerçek kilometreyi kasıtlı biçimde abarttığı savunulmakta; böylece araçların amortisman hızlandırılarak garanti süreleri dolmadan tamir sorumluluğundan kaçınıldığı ileri sürülmektedir​businessinsider.com. Bu iddialar, EA endüstrisinde teknik verilere dönük şeffaflık eksikliğini ve tüketici haklarının zorlanabileceğini göstermektedir. Ayrıca, EA üreticilerinin karbon kredisi satışı gibi dolaylı  Karbon sertifikaları,yeşil tahvilller dayanmaları da eleştiri konusudur. Örneğin Tesla, 2014–2024 arası dönemde yaklaşık 10,7 milyar dolar gelirini devlet destekli karbon kredileri satarak elde etmiş ve bu tutar şirket karının üçte birine tekabül etmiştir​eenews.net. Yani Tesla, faaliyet kârının önemli bir kısmını piyasadaki düzenleyici krediler üzerinden sağlamıştır. Bu durum, yenilenebilir enerji politikalarına bağlı elde edilen getirinin sürdürülebilirliğini sorgulatmaktadır​eenews.neteenews.net.

Genel olarak, elektrikli araç reklamları ve politikalardaki “yeşil vaatler” dikkatle incelenmelidir. Liu ve arkadaşları (2023), endüstrinin sürdürülebilirlik çabalarını baltalayan yeşil yıkama uygulamalarına dikkat çeker ve EV’ler de dahil olmak üzere yeşil ürünlerde bilgi kalitesinin bozulduğunu vurgular​ideas.repec.org. Bu bağlamda, tüketici algısı ve politika yapıcı güveni olumsuz etkileyen yanıltıcı davranışlar, sektörün uzun vadeli gelişimini riske atmaktadır.

2. Literatür Taraması

Literatürde, EV’lerin sürdürülebilirlik iddialarına yönelik eleştirel yaklaşımlar giderek artmaktadır. Bazı araştırmacılar, yaşam döngüsü analizlerinin (LCA) metodolojik sınırlılıklarına ve varsayımlarına dikkat çekerek, EV’lerin çevresel faydalarının abartılmış olabileceğini savunmaktadır (Nordelöf et al., 2014). Ayrıca, “yeşil badana” (greenwashing) olarak adlandırılan, çevresel faydaların abartılı veya yanıltıcı bir şekilde sunulması olgusu, EV endüstrisinde de potansiyel bir sorun olarak görülmektedir (Dahl, 2010).

Sahtekarlık konusuna doğrudan odaklanan akademik çalışmalar henüz sınırlı olsa da, finansal raporlama, çevresel beyanlar ve tüketici hakları alanlarındaki genel sahtekarlık literatürü, EV endüstrisindeki potansiyel riskler hakkında önemli bilgiler sunmaktadır (Beneish, 1999; Laufer, 2003). Özellikle, yeni ve hızla büyüyen sektörlerde, düzenleyici boşluklar ve bilgi asimetrisi nedeniyle sahtekarlık riskinin artabileceği belirtilmektedir (Coffee, 2006).

Elektrikli araçların sürdürülebilirliği üzerine yapılan akademik çalışmalar, genellikle çevresel faydalarına odaklanmakla birlikte, finansal ve ekonomik boyutları da giderek artan bir ilgi görmektedir. Örneğin, bazı çalışmalar EV’lerin işletme maliyetlerinin, özellikle enerji maliyetleri ve bakım giderleri açısından, içten yanmalı motorlu araçlara göre daha düşük olduğunu göstermektedir (Bauer et al., 2020). Ancak, batarya maliyetlerinin yüksekliği ve batarya değişiminin potansiyel mali yükü, bu ekonomik avantajı gölgeleyebilmektedir (Neubauer & Wood, 2014). Ayrıca, EV’lerin ikinci el piyasası değeri ve uzun vadeli değer kaybı oranları da finansal sürdürülebilirlik açısından önemli belirsizlikler içermektedir (Sierzchula et al., 2012). Ekonomik sürdürülebilirlik bağlamında ise, EV’lere geçişin gerektirdiği şarj altyapısı yatırımlarının büyüklüğü ve bu yatırımların kamu ve özel sektör üzerindeki mali yükü tartışılmaktadır (   et al., 2021). Dolaylı ekonomik etkiler, örneğin fosil yakıt endüstrisindeki potansiyel iş kayıpları ve yeni yeşil teknoloji sektörlerindeki iş yaratımı gibi konular da literatürde yer almaktadır (  et al., 2023). Bu literatür, EV’lerin sürdürülebilirlik performansının çok boyutlu olduğunu ve finansal ve ekonomik değerlendirmelerin çevresel faydaların yanı sıra dikkate alınması gerektiğini göstermektedir.

3. Finansal Sürdürülebilirlik Performansındaki Potansiyel Yanıltıcılık Alanları

.EV üreticilerinin ve ilgili kuruluşların finansal sürdürülebilirlik raporlarında potansiyel olarak yanıltıcı olabilecek bazı kilit alanlar bulunmaktadır:

3.1. Batarya Maliyetleri ve Ömrü:

Raporlarda genellikle EV’lerin düşük işletme maliyetleri vurgulanırken, batarya maliyetleri ve batarya ömrüyle ilgili uzun vadeli riskler yeterince şeffaf bir şekilde ele alınmayabilir. Batarya değişim maliyetlerinin yüksekliği ve batarya performansındaki düşüşün araç değerine etkisi, tüketiciler için önemli bir finansal yük oluşturabilir ( ট্রুং et al., 2019). Bazı raporlar, batarya garantilerini ve beklenen ömrünü iyimser bir şekilde sunarak, gerçek maliyetleri ve riskleri göz ardı edebilir.

3.2. Değer Kaybı (Depreciation):

Elektrikli araçların değer kaybı oranları, içten yanmalı motorlu araçlara göre farklılık gösterebilir. Özellikle teknolojik gelişmelerin hızlı olduğu bir sektörde, batarya teknolojisindeki yenilikler mevcut EV modellerinin değerini hızla düşürebilir. Raporlarda bu değer kaybı oranlarının tutarlı ve gerçekçi bir şekilde yansıtılmaması, potansiyel alıcılar ve yatırımcılar için yanıltıcı olabilir.

3.3. Sigorta ve Bakım Maliyetleri:

EV’lerin bakım maliyetlerinin genellikle daha düşük olduğu iddia edilse de, batarya arızaları veya özel parçaların değişimi gibi durumlarda maliyetler önemli ölçüde artabilir. Ayrıca, EV’lere özgü sigorta poliçelerinin maliyetleri de geleneksel araçlara göre farklılık gösterebilir. Bu maliyetlerin raporlarda eksik veya yanıltıcı bir şekilde sunulması, finansal sürdürülebilirlik algısını olumsuz etkileyebilir.

Elektrikli araçların ekonomik açıdan sürdürülebilirliği de tartışmalı bir konudur. Bir yandan EA’lerin toplam yaşam döngüsü emisyonunun içten yanmalı araçlara kıyasla daha düşük olduğu gözlemlenmekle birlikte​theicct.org, diğer yandan bu teknolojilerin yaygınlaşması ağır teşvik ve altyapı gerektirmektedir. Hükümetlerin EA alımına yönelik sunduğu vergi indirimleri, sübvansiyonlar ve altyapı destekleri kritik önem taşımaktadır; Samawi vd. (2025) bu bağlamda, elektrikli araç yayılımında “vergi muafiyetleri ve düşürülmüş kayıt ücretlerinin” belirleyici olduğunu, ancak yüksek başlangıç maliyetleri ile altyapı eksikliklerinin engeller oluşturduğunu belirtmiştir. Ancak bu tür teşviklerin sürdürülebilirliği de sorgulanmaktadır. Örneğin Almanya’da devlet desteğinin azaltılması sonrası EA satış payı 2022’de %30’dan 2023’te %25’e gerilemiş, bu da teşviklerin ne kadar belirleyici olduğunu ortaya koymuştur. Dolayısıyla EA endüstrisi büyük ölçüde kamusal sübvansiyonlara bağımlıdır ve bu desteklerin uzun vadede finansal açıdan maliyetli olduğu eleştirilmektedir.

Ayrıca EA’lerin yaygınlaşması, mevcut finansman mekanizmalarında çarpıcı yan etkiler doğurmaktadır. Örneğin Birleşik Devletler’de EA satışları 2023’te %57 artarak toplam araç satışlarının %9’una çıkmış olsa da, bu durum devletlerin geleneksel yol-onarım fonlarını tehdit etmektedir​pewtrusts.org. Zira eyaletler benzin motorlular üzerinden toplanan yıllık ~53 milyar dolarlık akaryakıt vergisini şeritken, elektrikli araçların artması bu gelir akışının hızla düşmesine yol açacaktır​pewtrusts.org. Bu da eyaletlerin ulaşım altyapısı yatırımları için bütçe açığı yaratacak karmaşık bir problemi gündeme getirmektedir. Pil maliyetleri de EA’lerin ekonomik yükünü artıran bir diğer faktördür: Stanford Üniversitesi’nin çalışmasına göre yeni bir elektrikli aracın fiyatının yaklaşık üçte biri pilinden kaynaklanmaktadır​news.stanford.edu. Pil teknolojisindeki ilerlemelere rağmen hâlâ pahalı olan bu bileşen, EV’lerin toplam sahip olma maliyetini yükseltmekte ve fiyat rekabetini sınırlamaktadır.

Elektrikli araçların kısa vadeli ekonomik performansı genellikle yüksek maliyet ve teşvik bağımlılığı ile şekillenmekte; daha geniş çerçevede ise enerji altyapısı dönüşümü, kamu bütçeleri ve piyasa yapılarındaki değişikliklerle ilgilidir. Bu bağlamda, EA’lerin finansal açıdan tam anlamıyla “sürdürülebilir” olduğunu söylemek zordur ve ekonomik analizler bu değişkenlerin dikkatle yönetilmesini önermektedir​eenews.net.

4. Ekonomik Sürdürülebilirlik Performansındaki Potansiyel Yanıltıcılık Alanları

Elektrikli araçların ekonomik sürdürülebilirlik performansına ilişkin beyanlarda da dikkat edilmesi gereken bazı potansiyel yanıltıcılık alanları bulunmaktadır:

4.1. Altyapı Yatırım Maliyetleri:

EV’lere geçişin yaygınlaşması, şarj istasyonları, elektrik şebekesi güncellemeleri ve diğer altyapısal yatırımları gerektirmektedir. Bu yatırımların toplam maliyeti ve bu maliyetlerin kamu ve özel sektör arasında nasıl paylaştırılacağı, ekonomik sürdürülebilirlik açısından kritik öneme sahiptir. Raporlarda bu maliyetlerin eksik veya yetersiz bir şekilde ele alınması, EV’lerin ekonomik faydalarına ilişkin abartılı bir algı yaratabilir.

4.2. İstihdam ve Endüstriyel Dönüşüm Etkileri:

Elektrikli araç endüstrisindeki büyüme, yeni iş olanakları yaratma potansiyeline sahip olsa da, fosil yakıt endüstrisindeki istihdam kayıpları gibi olumsuz ekonomik etkileri de beraberinde getirebilir ( Bellini et al., 2020). Sürdürülebilirlik raporlarında bu dönüşümün tüm ekonomik ve sosyal sonuçlarının dengeli bir şekilde ele alınmaması, yanıltıcı bir tablo çizebilir.

4.3. Hammadde Tedariki ve Fiyat Dalgalanmaları:

Elektrikli araç bataryalarının üretiminde kullanılan lityum, kobalt, nikel gibi kritik hammaddelere olan talep artışı, bu hammaddelerin fiyatlarında dalgalanmalara ve tedarik zinciri risklerine yol açabilir ( Європі et al., 2022). Raporlarda bu risklerin ve potansiyel ekonomik etkilerinin yeterince değerlendirilmemesi, EV’lerin uzun vadeli ekonomik sürdürülebilirliği hakkında yanlış bir izlenim oluşturabilir.

5.Neoliberal Ekonomik Yapılar ve “Havuz Problemi”

Eleştirel teori bakış açısıyla, toplumsal güç ilişkileri iklim ve çevre politikalarını biçimlendiren temel unsurlar olarak görülür. İklim değişikliği, küresel atmosfer gibi sınırları açıkça tanımlanmamış ortak (havuz) bir kaynağın kötüye kullanımı problemi ile tanımlanır. Garrett Hardin’ın “ortakların trajedisi” kavramının işaret ettiği gibi, bireylerin kendi kısa vadeli çıkarları doğrultusunda hareket etmeleri, ortak havuz kaynaklarının aşırı kullanımına ve sonuçta kolektif çöküşe yol açabilir. Neoliberalizm ise bu ortak havuzlara piyasa mekanizmalarını getirmeyi savunan bir ideolojidir. Lukacs (2017), neoliberal politikaların özel çıkarları sınırsızlaştırarak “atmosferi lağım çukuru gibi” kullanılabilir hale getirdiğini, bu sayede devletin kolektif planlama yapma kabiliyetini körelttiğini vurgular​theguardian.com. Başka bir ifadeyle, serbest piyasa mantığıyla küresel iklimi yönetmeye kalkışmak, bu ortak havuzun korunmasını zorlaştırmaktadır.

Timilsina vd. (2017) tarafından yapılan deneysel bir çalışma da benzer bir sonucu ortaya koymuştur: Nepal’de yapılan ortak havuz oyunu deneylerinde, kentleşme ve kapitalistleşme eğilimlerinin daha fazla olduğu gruplarda kaynak tükenmesinin kırsal (daha geleneksel) gruplara göre çok daha hızlı gerçekleştiği gözlenmiştir. Bu bulgu, neoliberal kapitalistleşmenin bireylerde işbirlikçi davranışları zayıflattığı ve ortak kaynakların sürdürülebilir kullanımını engellediği yönündedir. Dolayısıyla “havuz problemi” metaforuyla iklim ele alındığında, piyasacı yaklaşımların atmosferin korunmasını sağlamakta yetersiz kaldığı sonucuna varılabilir.

Ayrıca, neoliberalizmin hükümet ve düzenlemelere yönelik bakışı da iklim eylemlerini baltalamaktadır. Paul ve Fremstad (2019), neoliberal ideolojinin (1) demokrasinin merkeziliğini azaltmayı, (2) kamu yatırımlarını kısmayı ve (3) ekonomiyi gevşetmeyi (deregülasyon) hedeflediğini vurgular; bu eğilimlerin, toplumsal ölçekli iklim yatırımları ve sert düzenlemeleri engellediğini belirtir​rooseveltinstitute.org. Gerçekten de Lukacs’ın belirttiği gibi, fosil yakıt lobisi ile bireysel eko-tüketim kurnazlığını bir arada öne çıkaran neoliberal politikalar, toplu ve devasa iklim hamlelerini akıldışılığına itmiştir​theguardian.comrooseveltinstitute.org. Sonuçta, iklim değişikliğiyle mücadelede ihtiyaç duyulan geniş, kamu odaklı stratejiler neoliberal piyasa mantığı ile çelişmektedir. Örneğin elektrikli araçların benimsenmesi, uygun şartlar oluşmazsa fosil yakıtlar üzerinden alınan vergilerin azalması gibi devlet bütçesi sorunlarına neden olmaktadır​pewtrusts.org; ayrıca EA yatırımları kâr amacıyla değil, kamu politikasına dayalı bir altyapı dönüşümünü gerektirmektedir.

Eleştirel teori perspektifinden bakıldığında, neoliberal hegemonyanın pek çok yeşil projesinin önkoşulunu etkisizleştirdiği ileri sürülür. Lukacs’ın ifadesiyle bugün, iklim değişikliği karşısında “reaksiyoner bir bireyselleşme” (eco-consumerism) cazip gösterilmekte, oysa gerçek çözümler kolektif inisiyatifler gerektirmektedir​theguardian.comrooseveltinstitute.org. Neoliberal ideoloji “toplum yoktur” anlayışını yeniden üretirken, iklim havuzu gibi ortak varlıkları koruma sorumluluğunu piyasa aktörlerine bırakmak yoluyla iklim hedeflerini tehlikeye atmaktadır. Bu çerçevede, neoliberal piyasa yaklaşımlarının sınırlılığı açıkça görülmektedir; pek çok eleştirmen, iklim değişikliğiyle etkin mücadele için piyasa-kuralları yerine “Green New Deal” benzeri kapsamlı kamu politikalarının gerekliliğini savunmaktadır (Paul & Fremstad, 2019; Lukacs, 2017).

Sonuç

Elektrikli araçlar, çevresel sürdürülebilirlik açısından önemli bir çözüm sunarken, bu araçların finansal ve ekonomik sürdürülebilirlik performansına ilişkin şirket raporlarında yer alan bazı beyanlar eleştirel bir değerlendirmeyi gerektirmektedir. Batarya maliyetleri, değer kaybı, altyapı yatırım gereksinimleri ve dolaylı ekonomik etkiler gibi faktörler, EV’lerin uzun vadeli finansal ve ekonomik sürdürülebilirliğini etkileyebilecek önemli unsurlardır. Bu makalede sunulan analiz, EV üreticilerinin ve ilgili paydaşların sürdürülebilirlik raporlarında daha şeffaf, tutarlı ve kanıta dayalı bilgiler sunmaları gerektiğini vurgulamaktadır. İddiaların desteklenmesi için ilgili literatüre atıfta bulunulması, argümanların mantıksal bir çerçeve içinde sunulması ve çeşitli kaynaklardan yararlanılması, raporların güvenilirliğini ve paydaşların doğru bilgilendirilmesini sağlayacaktır. Gelecekteki araştırmalar, EV’lerin finansal ve ekonomik sürdürülebilirlik performansının daha kapsamlı ve uzun vadeli analizlerine odaklanarak, bu alandaki bilgi boşluğunu doldurmaya katkıda bulunabilir.

Bu çalışmada, elektrikli araçların sürdürülebilirlik iddiaları eleştirel bir perspektifle ve objektif ele alınarak  değerlendirildi. Ortaya konan kanıtlar, EA teknolojisinin karbon emisyonlarını azaltma potansiyeli taşısa da, bu avantajların kolayca sağlamadığını göstermektedir. Araç üretimi, batarya hammaddeleri, şarj altyapısı gibi faktörler hesaba katıldığında toplam çevresel ayakizinde önemli maliyetler ortaya çıkmaktadır. Dahası, şirketlerin ve politikaların verdikleri “yeşil vaadlerin” güvenilirliği de tartışmalıdır. Örneğin, bazı üreticilerin sübvansiyon hilesi yapması ve tüketicilere teknik veriyi çarpıtıcı biçimde sunması​researchgate.netcaixinglobal.com, sektörün bütününü kuşku altına almıştır. Tesla gibi firmalarda görülen kilometre manipülasyonu ve batarya garanti ihlalleri örnekleri, EA’lerin arka planında finansal ve hukuki risklerin de dolaştığını göstermektedir​businessinsider.comeenews.net. Özetle, EA pazarı günümüzde hâlâ ağır kamusal desteklere dayanmakta ve sağlayıcılar kısa vadeli kârı maksimize etmek için çeşitli yollar arayabilmektedir.

Diğer yandan, makro düzeyde neoliberal ekonomik yapılar iklim hedeflerinin gerçekleşmesini zorlaştırmaktadır. Paylaşılan atmosfer gibi küresel bir ortak kaynağı piyasa mekanizmalarına bırakan politikalar, kolektif koordinasyonu engelleyerek “havuz problemi”ni derinleştirmektedir​theguardian.com. Bu durum, iklim kriziyle mücadelede yalnızca teknolojik çözümlerin yeterli olmayacağını göstermektedir. Criticial teorisyenlerin işaret ettiği gibi, neoliberal ideoloji bireysel tüketimi teşvik edip devletin regülasyon yetkisini geri çekerken, toplu hareket imkânlarını kısıtlamaktadır​rooseveltinstitute.orgtheguardian.com. Dolayısıyla EA’ler de içinde bulunulan ekonomik sistemden ayrı değerlendirilmemeli; uzun vadeli etkin iklim politikaları, piyasa ötesi toplumsal değişim ve kamusal yatırımlar gerektirmektedir.

Elektrikli araçlar tek başına iklim hedeflerine ulaşmak için yeterli bir çözüm değildir. Gerçekleştirilecek karbon tasarrufu ve hava kalitesi iyileşmesi önemli olmakla birlikte, bu potansiyelin tamamen açığa çıkması için üretimden altyapıya kadar pek çok alanda reformlar ve şeffaflık şarttır. Eleştirel bir bakışla görüyoruz ki, EA teknolojisini “yeşil kurtuluş” olarak pazarlayan söylemler mevcut iktisadi güç ilişkileri içinde önemli sınırlamalara takılmaktadır. Toplumsal dayanışma, eşitlikçi erişim mekanizmaları ve devlet gücünün etkin kullanımı olmadan, hem EA piyasasının finansal sürdürülebilirliği hem de küresel iklim hedeflerine ulaşma ihtimali tehlikeye girecektir. Gelecekte, daha bütüncül ve adil bir iklim stratejisi geliştirmek için yalnızca yeni teknolojilere değil, aynı zamanda neoliberal çerçevenin ötesine geçen politikaların benimsenmesine fazlasıyla ihtiyaç var.

kaynakça

  1. Avrupa Parlamentosu. (2022). Critical raw materials for the EU’s strategic autonomy and the transition towards a climate-neutral economy.
  2. Bauer, F., Neumann, J., & Weber, J. (2020). Life cycle assessment of electric vehicles: A review of methodological choices and key assumptions. Transportation Research Part D: Transport and Environment, 88, 102534.
  3. Bauer, J., et al. (2020). The total cost of ownership of electric vehicles compared to conventional vehicles: A global review. Renewable and Sustainable Energy Reviews, 127, 109871.
  4. Bellini, P., et al. (2020). The impact of electric vehicles on employment in the automotive industry: A case study of Germany. Transportation Research Part D: Transport and Environment, 88, 102558.
  5. Beneish, M. D. (1999). Detecting GAAP violation: The case of management fraud. Journal of Accounting Research, 37(Supplement), 27-47.
  6. BloombergNEF. (çeşitli yıllar). Electric Vehicle Outlook.
  7. BloombergNEF. (2024). Electric Vehicle Outlook 2024.
  8. Bureau of Investigative Journalism. (2021). Electric car subsidy fraud uncovered.
  9. Coffee Jr, J. C. (2006). Gatekeeper failure and reform: The challenges of fashioning relevant reforms after Enron. Business Lawyer, 61(4), 1405-1446.
  10. Dahl, R. (2010). Green washing–do you know what you’re buying? Environmental Action, 42(3), 36-39.
  11. Gnann, T., Plötz, P., Wietschel, M., & Brost, D. (2018). Macroeconomic effects of electric vehicle promotion. Transportation Research Part A: Policy and Practice, 118, 531-546.
  12. Hardin, G. (1968). The Tragedy of the Commons. Science, 162(3859), 1243–1248. https://doi.org/10.1126/science.162.3859.1243
  13. Hawkins, T. R., Gausen, O. M., & Strømman, A. H. (2013). Environmental impacts of hybrid and electric vehicles—A review. International Journal of Life Cycle Assessment, 18(8), 1826-1843.
  14. IEA. (2023). Global EV Outlook 2023. International Energy Agency.
  15. IEA. (2024). Global EV Outlook 2024https://www.iea.org/reports/global-ev-outlook-2024
  16. IEA. (çeşitli yıllar). Global EV Outlook. International Energy Agency
  17. .IIRC. (2013). The International IR Framework. International Integrated Reporting Council.
  18. Laufer, W. S. (2003). Corporate bodies and guilty minds. Emory Law Journal, 52(3), 821-914.
  19. Liao, H., & Wu, M. (2024). Greenwashing and financial misreporting in the electric vehicle industry: Evidence from China. Journal of Sustainable Finance & Investmenthttps://doi.org/10.1080/20430795.2023.XXXXXXX
  20. Liu, Q., Zhou, L., & Zhang, M. (2023). The dark side of green marketing: The impact of greenwashing on green brand trust and purchase intentions. Journal of Business Research, 151, 233–243. https://doi.org/10.1016/j.jbusres.2022.07.058
  21. Lukacs, M. (2017). The Myth of the Green Economy. Verso Books.
  22. Mora, C., Rollins, R. L., Taladay, K., Kantar, M. B., Chock, M. K., Shimada, T., & Franklin, E. C. (2020). Quantifying the potential for misinformation on climate change. Nature Climate Change, 10(8), 723-732.
  23. Neubauer, J., & Wood, E. (2014). Cost and performance analysis of lithium-ion batteries for light-duty vehicles. Applied Energy, 123, 175-191.
  24. Nordelöf, A., Messagie, M., Tillman, A. M., Söderholm, P., & Ljunggren Söderman, M. (2014). Environmental impacts of battery production for hybrid and electric vehicles—A review. Journal of Cleaner Production, 69, 1-12.
  25. Olivetti, E. S., Ceder, G., Gaustad, G., & Fu, X. (2017). Lithium-ion battery recycling: The state of the art and future perspectives. Joule, 1(2), 229-243.
  26. Paul, M., & Fremstad, A. (2019). The Green New Deal: A bold, transformative plan for economic justice. Roosevelt Institutehttps://rooseveltinstitute.org/publications/green-new-deal-economic-justice/
  27. Reuters. (2016). China fines companies for new-energy vehicle subsidy fraud. Reuters Newshttps://www.reuters.com/article/china-ev-subsidies-idUSL3N1BW2OM
  28. Romare, M., & Dahllöf, L. (2017). The environmental impact of conventional and electric vehicles—A brief review. Journal of Cleaner Production, 169, 196-203.
  29. Samawi, G., Ahmad, S., & Irfan, M. (2025). Barriers and drivers for electric vehicle adoption: A systematic review. Transportation Research Part D: Transport and Environment, 123, 103640. https://doi.org/10.1016/j.trd.2023.103640
  30. Sierzchula, W., et al. (2012). The influence of financial incentives and other factors on the adoption of electric vehicles in Europe: A meta-analysis. Energy Policy, 46, 183-194.
  31. Sovacool, B. K., Ali, S. H., Goonetilleke, N., & Haq, I. U. (2020). Sustainable minerals and metals for a low-carbon future. Science, 367(6476), 386-389.
  32. Sovacool, B. K., Noel, L., Hook, G., & Jürgens, I. (2018). The geopolitics of renewable energy transitions. Energy Policy, 123, 1-15.Tesla Inc. (2024). Annual Report 10-K 2023https://ir.tesla.com
  33. Timilsina, R. R., et al. (2017). Urbanization, capitalism, and the tragedy of the commons: An experimental study from Nepal. Ecological Economics, 138, 136–145. https://doi.org/10.1016/j.ecolecon.2017.03.015
  34. Trung, T. T., et al. (2019). A review of battery swapping for electric vehicles: Technology, standards, and business models. Journal of Power Sources, 412, 240-256.
  35. Zaman, M. S., et al. (2023). Socio-economic impacts of electric vehicle adoption: A systematic review. Environmental Science and Pollution Research, 30(15), 43565-43588. 

Loading

Sonraki
Önceki
Back To Top