Skip to content

19 Mayıs Ruhunun Jeopolitik Vizyon ve Dönüşümdeki Rolü: Küresel Kaos Bağlamında Handikaplar ve Stratejik Imperatifler

19 Mayıs Ruhunun Jeopolitik Vizyon ve Dönüşümdeki Rolü: Küresel Kaos Bağlamında Handikaplar ve Stratejik Imperatifler

Öz
21.Yüzyılın ikinci çeyreğinde küresel sistem, liderlik krizleri, popülist hareketler, ekonomik belirsizlikler ve teknolojik dönüşümlerle şekillenen kaotik bir yapı sergilemektedir. Bu bağlamda, Türkiye gibi yükselen bölgesel güçler için hem fırsatlar hem de riskler ön plandadır. Bu çalışma, Mustafa Kemal Atatürk’ün 19 Mayıs 1919’da Samsun’da başlattığı bağımsızlık ve aydınlanma hareketinin ideolojik çerçevesinde, Türkiye’nin jeopolitik konumunu, sosyo-ekonomik dinamiklerini ve stratejik tepkilerini analiz etmektedir. Toplumsal bütünleşme, ekonomik istikrar, demokratik standartlar, teknolojik inovasyon ve stratejik özerklik, Türkiye’nin küresel kaos ortamında dirençli bir aktör olarak konumlanması için kritik öneme sahiptir. Ancak, Atatürk’ün ilke ve inkılaplarından sapma riski, iç siyasi kutuplaşma ve ekonomik kırılganlıklar, bu vizyonun önündeki temel handikaplardır. Çalışma, Türkiye’nin proaktif ve çok boyutlu bir stratejiyle geleceği şekillendirebileceğini savunmakta; bu süreçteki fırsatları ve engelleri eleştirel bir perspektifle tartışmaktadır.

Anahtar Kelimeler: Jeopolitik vizyon, 19 Mayıs, Atatürk, küresel kaos, stratejik özerklik, toplumsal birlik, ekonomik istikrar, demokratik standartlar.


Giriş

19 Mayıs 1919, Türk milletinin bağımsızlık ve çağdaşlaşma mücadelesinin başlangıç noktası olarak tarihe kazınmıştır. Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a çıkışı, yalnızca bir ulusal kurtuluş hareketinin değil, aynı zamanda aydınlanma, modernleşme ve tam bağımsızlık idealinin de sembolü olmuştur (Kocabaşoğlu, 2019). Ancak, 21. yüzyılın ikinci çeyreğinde küresel sistem, çoklu liderlik krizleri, popülist hareketlerin tetiklediği siyasi istikrarsızlıklar, ekonomik belirsizlikler ve teknolojik dönüşümlerle karakterize edilen kaotik bir döneme evrilmiştir (Fukuyama, 2022). Bu karmaşık ortam, Türkiye gibi jeopolitik konumu, tarihi mirası ve kültürel zenginlikleriyle öne çıkan ülkeler için eşzamanlı olarak fırsatlar ve tehditler sunmaktadır.

Türkiye’nin küresel arenada dirençli ve etkili bir aktör olarak konumlanması, Atatürk’ün 19 Mayıs ruhunda somutlaşan bağımsızlık, birlik ve çağdaşlaşma ilkelerine bağlılığına, toplumsal dayanışmanın güçlendirilmesine ve çok boyutlu bir stratejik vizyonun benimsenmesine bağlıdır. Bu bağlamda, çalışma şu temel soruya yanıt aramaktadır: Türkiye, küresel kaos ortamında 19 Mayıs ruhunun ilhamıyla nasıl bir jeopolitik vizyon geliştirebilir ve bu vizyonu hayata geçirirken hangi handikaplarla karşılaşabilir? Bu soru, tarihsel, siyasal, ekonomik ve teknolojik boyutlarıyla ele alınarak, Türkiye’nin potansiyel jeopolitik vizyonu ve önündeki engeller sistematik bir şekilde analiz edilmektedir.


1. Literatür Taraması

Küresel sistemdeki dönüşümler, uluslararası ilişkiler ve siyaset bilimi literatüründe yoğun bir şekilde ele alınmaktadır. Huntington (1996), kültürel kimliklerin ve medeniyetler arası etkileşimlerin küresel güç dengelerini şekillendireceğini belirtmiş; Türkiye’nin Batı ve Doğu arasında bir köprü konumunda olduğunu vurgulamıştır. Wallerstein (2004), ekonomik krizlerin hegemonik güçlerde liderlik boşlukları yarattığını ve bu boşlukların yükselen güçler için fırsatlar sunduğunu savunmuştur.

Türkiye bağlamında, Zürcher (2017), Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçişte Türkiye’nin jeopolitik konumunun bölgesel liderlik potansiyelini güçlendirdiğini ifade etmiştir. Ahmad (1993), Atatürk’ün bağımsızlık ve modernleşme ilkelerinin Türkiye’nin modernleşme sürecinin temel taşlarını oluşturduğunu belirtmiştir. Ancak, son yıllarda popülist hareketlerin yükselişi ve demokratik standartlardaki gerileme eğilimleri, bu ilkelerden sapma riskini artırmaktadır (Hepburn, 2018).

Ekonomik ve teknolojik boyutlar da literatürde öne çıkmaktadır. Aydın (2023), Türkiye’nin teknolojik inovasyon kapasitesinin küresel rekabette avantaj sağlayabileceğini savunurken, Davutoğlu (2014), “stratejik derinlik” kavramıyla Türkiye’nin çok boyutlu dış politikasının önemini vurgulamıştır. Bu çalışma, 19 Mayıs ruhunu merkeze alarak Türkiye’nin jeopolitik vizyonunu değerlendiren özgün bir perspektif sunmakta ve literatürdeki ekonomik-teknolojik dönüşüm boşluklarını doldurmayı hedeflemektedir.


2. Yöntem

Bu çalışma, nitel araştırma metodolojisine dayanmaktadır. Tarihsel analiz, karşılaştırmalı siyaset bilimi ve jeopolitik teori kullanılarak Türkiye’nin küresel kaos ortamındaki konumu çok boyutlu bir şekilde değerlendirilmiştir. Veri kaynakları, akademik yayınlar, resmi raporlar, tarihi belgeler ve uluslararası kuruluşların (OECD, Dünya Bankası) veri setleridir.

Tematik analiz yöntemiyle toplumsal birlik, ekonomik istikrar, demokratik standartlar ve teknolojik yenilikçilik gibi temalar incelenmiştir. Ayrıca, Türkiye’nin jeopolitik vizyonunun güçlü/zayıf yönlerini, fırsatlarını ve tehditlerini değerlendirmek için SWOT analizi kullanılmıştır. Bu yöntem, 19 Mayıs ruhu ile küresel dinamikler arasında kavramsal bir bağ kurarak stratejik fırsatları ve riskleri sistematik bir şekilde ortaya koymayı amaçlamaktadır.


3. Bulgular ve Tartışma

3.1. Küresel Kaosun Temel Dinamikleri

Küresel sistem, liderlik boşlukları, popülist hareketler, ekonomik belirsizlikler ve teknolojik dönüşümlerle şekillenmektedir. Fukuyama (2022), Batı demokrasilerindeki kurumsal güven erozyonunun küresel liderlik kapasitesini zayıflattığını belirtmektedir. Bu durum, Türkiye gibi bölgesel güçler için stratejik fırsatlar yaratmaktadır. Doğu Akdeniz’deki enerji kaynakları, Güney Kafkasya’daki jeopolitik rekabet ve Orta Doğu’daki istikrarsızlık, Türkiye’nin bölgesel liderlik potansiyelini artırmaktadır (Davutoğlu, 2014). Ancak, bölgesel rekabet ve çatışma riskleri bu fırsatları gölgelemektedir.

Teknolojik dönüşüm, yapay zeka, yenilenebilir enerji ve siber güvenlik alanlarında yoğunlaşan küresel rekabetle jeopolitik dengeleri yeniden tanımlamaktadır. Türkiye’nin bu alanlarda atılım yapması, stratejik avantaj sağlayabilir (Aydın, 2023).

3.2. Türkiye’nin İçsel Dinamikleri

Türkiye’nin küresel kaosta dirençli bir aktör olması, içsel dinamiklerin sağlamlığına bağlıdır:

  • Toplumsal Birlik: Atatürk’ün “Birlik ve beraberlik” ilkesi, artan kutuplaşma karşısında kritik öneme sahiptir (Atatürk, 1938). 2023 seçimlerindeki siyasi gerilimler, toplumsal mutabakatın zayıfladığını göstermektedir (Özbudun, 2014). Eğitimde milli bilincin güçlendirilmesi bu sorunu aşmada etkili olabilir.
  • Ekonomik İstikrar: Atatürk’ün “Ekonomik bağımsızlık olmadan siyasi bağımsızlık olmaz” ilkesinden hareketle, yerli üretim ve teknoloji yatırımları önem taşımaktadır (Atatürk, 1927). Savunma sanayiinde %80 yerlilik oranı olumlu bir gelişme olsa da, enerji bağımlılığı ve dış borç yükü risk oluşturmaktadır (TÜİK, 2024).
  • Demokratik Standartlar: Hukukun üstünlüğü ve temel hakların genişletilmesi, iç istikrar ve uluslararası meşruiyet için gereklidir. Freedom House (2024), Türkiye’nin demokrasi endeksinde gerileme rapor etmiştir.
  • Teknolojik Yenilikçilik: Türkiye’nin Ar-Ge harcamaları GSYH’nin %1,4’üne ulaşmış, ancak OECD ortalaması (%2,5) altında kalmaktadır (OECD, 2023). Yapay zeka ve yenilenebilir enerji alanlarında atılımlar kritik önemdedir.

3.3. Temel Handikaplar

Türkiye’nin jeopolitik vizyonunu gerçekleştirmesinin önündeki engeller şunlardır:

  • İç Kutuplaşma: Siyasi ve toplumsal kutuplaşma, 19 Mayıs ruhunun birlik ilkesini tehdit etmektedir.
  • Ekonomik Kırılganlıklar: Yüksek enflasyon, dış borç ve enerji bağımlılığı ekonomik istikrarı zorlamaktadır.
  • Demokratik Gerileme: Demokratik standartlardaki gerileme, uluslararası meşruiyeti olumsuz etkilemektedir.
  • Teknolojik Gecikme: Küresel teknolojik yarışta geri kalma riski, stratejik özerkliği sınırlayabilir.

3.4. Stratejik Öneriler

Türkiye’nin küresel kaosta proaktif bir rol üstlenmesi için şu öneriler dikkate alınmalıdır:

  • Teknolojik Atılım: Yapay zeka, yenilenebilir enerji ve siber güvenlikte liderlik hedeflenmeli; Ar-Ge harcamaları GSYH’nin %2’sine çıkarılmalıdır (Aydın, 2023).
  • Stratejik Özerklik: Çok yönlü diplomasi ile NATO, AB, Rusya ve Çin ile dengeli ilişkiler kurulmalıdır (Atatürk, 1933).
  • Bölgesel Liderlik: Orta Doğu ve Güney Kafkasya’da barış ve istikrar için aktif rol üstlenilmelidir (Davutoğlu, 2014).
  • Toplumsal Dayanışma: Eğitimde 19 Mayıs ruhu ve milli değerler vurgulanmalıdır (Kocabaşoğlu, 2019).
  • Demokratik Reformlar: Hukukun üstünlüğü ve ifade özgürlüğünü güçlendiren reformlar yapılmalıdır (Özbudun, 2014).

Sonuç

Küresel kaos, Türkiye için tehditler kadar yeniden yapılanma fırsatları da sunmaktadır. 19 Mayıs 1919’da yakılan bağımsızlık meşalesi, Türkiye’nin çağdaşlaşma ve tam bağımsızlık vizyonunda yol gösterici olmaya devam etmektedir. Ancak, iç kutuplaşma, ekonomik kırılganlıklar, demokratik gerileme ve teknolojik gecikmeler bu vizyonun önündeki temel engellerdir. Atatürk’ün ilke ve inkılaplarından sapma, ülkeyi stratejik belirsizliğe sürükleyebilir.

“…Aziz ülkemize gelince, ille de bir şeye benzetecekseniz, her budağından sürgün atan salkım saçak bir böğürtlen çalısına benzeteceksiniz Türkiye’yi. Bir sürgünü çiçeğe dururken, diğerinin kurumakta, ötekinin meyve vermekte olduğunu görün. Tek bir sürgüne takılıp kalmayın, bütüne bakmayı adet edinin. Unutmayın ki, düz akılla anlaşılmaz, pergele, cetvele gelmez, kendisine has bir kimliği vardır, Türkiye’nin. Batmaz. Batarsa, Okyanuslar taşar. Mademki, son temsilcileriyiz Gezegen’in iyiliği için yaşatılması elzem bir medeniyetin, bizi durduracak tek “gerçek”, soğuyan Güneş’in dünyamızı yarı yolda bırakması ihtimali olmalı…“(Alatlı, 2004, s. 122).

Bu bağlamda, şu politika önerileri öne çıkmaktadır:

       i-Eğitimde 19 Mayıs ruhunu ve Atatürk’ün ilkelerini vurgulayan programlar geliştirilmelidir.

       ii-Stratejik sektörlerde yerli teknoloji ve inovasyon yatırımları artırılmalıdır.

       iii-Demokratik kurumları güçlendiren ve hukukun üstünlüğünü sağlayan reformlar yapılmalıdır.

      iv-Ar-Ge harcamaları GSYH’nin %2’sine çıkarılmalı ve teknolojik yenilikçilik teşvik edilmelidir.

Türk Milleti’nin bu onurlu ve zorlu yürüyüşünde, 19 Mayıs’ın sönmeyen bağımsızlık ateşi daima yolunu aydınlatsın; geleceği açık, önü daima aydınlık olsun!...


Kaynakça

Ahmad, F. (1993). The Making of Modern Turkey. Routledge.

Alev Alatlı, Fesüphanallah! “America The Beautiful”, Kapı Yayınları, 2004.
Atatürk, M. K. (1927). Nutuk. Türk Tarih Kurumu.
Atatürk, M. K. (1933). Onuncu Yıl Nutku. Türk Tarih Kurumu.
Atatürk, M. K. (1938). Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri. Türk Tarih Kurumu.
Aydın, M. (2023). Türkiye’de Teknolojik Dönüşüm ve Gelecek Vizyonu. İletişim Yayınları.
Davutoğlu, A. (2014). Stratejik Derinlik. Küre Yayınları.
Freedom House. (2024). Freedom in the World 2024. Freedom House.
Fukuyama, F. (2022). Identity: The Demand for Dignity and the Politics of Resentment. Farrar, Straus and Giroux.
Hepburn, A. (2018). Democratic Decline in Turkey. Routledge.
Huntington, S. P. (1996). The Clash of Civilizations and the Remaking of World Order. Simon & Schuster.
Kocabaşoğlu, U. (2019). 19 Mayıs ve Milli Mücadele. İnkılap Kitabevi.
OECD. (2023). Science, Technology and Innovation Outlook 2023. OECD Publishing.
Özbudun, E. (2014). Democratization and the Politics of Constitution-Making in Turkey. Central European University Press.
TÜİK. (2024). Türkiye Ekonomik Göstergeler Raporu 2024. Türkiye İstatistik Kurumu.
Wallerstein, I. (2004). World-Systems Analysis: An Introduction. Duke University Press.
Zürcher, E. J. (2017). Turkey: A Modern History. I.B. Tauris.

Loading

Sonraki
Önceki
Back To Top