Skip to content

Şok Doktrini – Felaket Kapitalizminin Yükselişi…

NAOMI KLEIN ŞOK DOKTRİNİ

FELAKET KAPİTALİZMİNİN YÜKSELİŞİ

Kitabın özgün adı : The Shock Doctrine – The Rise of Disaster Capitalism

Kitabın Yazarı: Naomi KLEIN

İngilizceden Çeviren: Selim ÖZGÜL

Sayfa sayısı: 674 sayfa

Orjinal Yayınevi: Allen Lane, Penguin, LONDRA,2007

Türkiye’deki yayınevi:Agora Kitaplığı, Mayıs 2010

Sosyalist sistemin çökmesinden sonra neo-liberalizmin argümanı, serbest pazar ekonomisinin

ancak özgür ortamlarda kurulup, yeşerebildiği, bu bağlamda da, demokrasinin daha fazla

ülkeye götürülmesi gerektiği üzerinde temellendi. Ancak sorun bunun nasıl başarılacağıydı.

Diğer bir deyişle, ABD ‘nin güdümünde “demokrasi”lerin nasıl kurulacağıydı.

Bu amaçla, demokrasinin ihraç edilmesi gereken ‘aday’ ülkeler sıralandı. 2001’den sonra bu

ülkelerin bir kısmı “şeytan ekseni” altında gösterilirken, diğerleri, “kifayetsiz” ülkeler

listesine layık görüldü. Sonuç olarak, bu ülkeler başta olmak üzere, dünya, liberal ekonomiyi

temel alarak özgürleştirilmeliydi, neo-con’ların teorisyenlerine göre.

Kapitalizmin, böyle bir ekonomik projeye uygun, toplumsal yapılanma ve ruh halini

tetikleyecek politik olayları, eğer kendiliğinden ortaya çıkmazsa bizzat yaratmaya çalıştığı

yeni bir olgu değil. Yine de, ister doğal, ister toplumsal felaket olsun tüm ülkeyi kapsayan

‘şok anları’nın bu tür fundamental dönüşümleri hızlandırdığı bir gerçek. Naomi Klein, “Şok

Doktrini: Felaket Kapitalizminin Yükselişi”adlı son kitabında işte bu ‘şok anları’nı, bunları

hazırlayan etmenleri ve sonrasında hayata geçirilen sistemi ayrıntılı bir şekilde analiz ediyor.

Anti-global hareketin ‘Das Kapital’i olan görülen “No Logo”nun (2000) yazarı, gazeteci ve

aktivist Klein “Şok Doktrini” kitabında, ABD emperyalizminin, bir avuç küresel şirketin

(corporate) çıkarı için doğal felaketler, savaşlar ve her türlü ulusal krizi, söz konusu ülkenin

doğal kaynakları ve kamu kuruluşlarını özelleştirerek serbest pazar ekonomisini dayatmak

için nasıl kullandığını yüzlerce belge ve örnekle ortaya koyuyor.

Bu stratejinin kökünü ise, Chicago Üniversitesi’ni bu konudaki görüşleri ve yetiştirdiği

öğrencileriyle “Chicago Okulu”na dönüştüren Milton Friedman’a dayandırıyor. Prof.

Cameron’un geliştirdiği psikiyatride tedavi amaçlı kullanılan şok terapi’nin nasıl tutukluların

sorgulamalarında kullanıldığından başlayarak, elli yıl önce Chicago Üniversitesinin iktisat

bölümünün Milton Friedmanın yönetiminde ekonomiye uyarlanışını ve günümüze kadar

uzanan hikâyesini Naomi Klein’nin üniversitelerde verdiği seminerlerden kesitler, CIA

tarafından işkence görmüş biriyle yaptığı röportaj ve CIA belgeleriyle birleştirerek

yorumluyor.

Friedmanın ve Chicago Okulu iktisadının görüşleri doğrultusunda, ekonomik politikalar, şok

ve dehşet salan savaşlar ile 1950lerde CIAin finanse ettiği üstü örtülü elektroşok ve duyusal

yoksunlaştırma deneyleri arasında doğrudan bir bağ vardır ve bu bağ günümüzde Guantanamo

Körfezindeki hukukdışı hapishanelere kadar devam ettirilmiştir.

Şilideki 1973 Pinochet darbesinden Brezilya’ya, Uruguay’dan Arjantin’e ve 1989’da Çin’de

Tiananmen Meydanı katliamına kadar dünyanın manzarasını değiştiren olaylarda şok doktrini

yönteminin nasıl uygulandığını ve büyük şirketlerin çıkarlarını kollayan yeni kapitalizm

modelinin dünya halkları adına nasıl bir yıkım ve yoksulluğa yol açtığını takip ederek arşiv

görüntüleri eşliğinde sunmaktadır.

Bir şok devleti Bu, kötü bir şey olduğunda bize ne olacağıyla ilgili değil. Bu, hikâyemizi

bitirdiğimiz zaman bize ne olacağıyla ilgili Geçmişimizi kaybettiğimizde, şaşırmış hâle

geldiğimizde. Odaklanmamızı sağlayan, uyaran, ve şoktan çıkmamızı sağlayan Geçmişimizdir

Kriz dönemleri, şuan içerisinde bulunduğumuz kriz gibi geçmişimiz hakkında düşünmek için

çok iyi bir zaman. sürekliliği düşünmek için, köklerimizi düşünmek için. Kendimizi insanlığın

uzun mücadele hikâyesine yerleştirmek için çok iyi bir zaman.

Dr. Donald Hebb: Hikâyemiz 1 Haziran 1951’de başIıyor. BatıIı haber alma ajanslarının

temsilcileri gizlice Montreal’s Ritz-Carlton’daki otelde akademisyenlerle bir araya geldi.

Toplantı, askeri finansman ile desteklenen McGill Üniversitesi’ndeki duygusal yoksunluk

çalışmalarını araştırmak için yapıImıştı. Duygusal yoksunluk, aşırı monotonluğu üretmenin

bir yoludur. Kritik kapasite kaybının ana nedenlerindendir düşünceler daha az belirginleşir ve

denekler, hayal edememekten bile şikâyetçidirler. Hayalleri olmayan üniversite öğrencileriniz

varsa, kötü bir yoldasınızdır.

Fiziksel rahatsızlık ve ağrıların bile yoksunluk koşullarından daha katlanılabilir olduğu

üzerinde çalışmalar yaparken ilk kez düşünmeye başlamıştım.

Hebb araştırmayı durdurmaya karar verdi. Kısır bir silahın, acımasız bir potansiyel silah

olabileceğini önerdiğim zaman hiç bir fikrim yoktu. Ancak, McGill’deki deneyler devam etti

hem de Dr. Ewan Cameron gibi iddialı bir psikiyatrın elinde. Cameron, bizim

yaptıklarımızdan daha fazlasını yaptı. Biz çalışmaları, deneği istediğimiz zaman eskiye

döndürebileceğimiz anlayış ile yapmıştık ve bazılarında da başarılı olduk. Cameron’ın

hastaları o kadar şanslı değillerdi. Çalıştığı Allan Memorial Enstitüsü ürkütücü bir

hapishaneye benzemeye başlamıştı. Cameron, psikiyatri hastaları üzerinde tuhaf deneyler icra

ediyordu. Cameron, hastalarının hafızalarını silerek tekrar yazılabilir boş yazı tahtası yapmak

istedi.

Janine Huard dört çocuğa sahip bir anneydi doğum sonrası depresyon yaşıyordu.

Janine Huard: “Yarın bir şok tedavisine alınacaksın. ” dendiğin zaman titremeye başlıyordum.

Öyle korkmuştum ki, çok titriyordum. Başka bir odada uyandım kafam çok karmaşık ve

üzgündüm daha sonra da beni çok üzgün hâle getirmişti. Etrafta dolaşan zombi gibi

oluyorsunuz.

Cameron, şok terapisi ve uyku terapisini bir araya getirdi. Ve arka arkaya tekrarlanan kaset

kayıtları. Diyor ki: “Janine, Janine sorumluluklarından uzaklaşıyorsun. ” “Sen çocuklarını ve

kocanı korumak istemiyorsun. “ Hep aynı şey. Kulağa sorgu ediliyormuşsunuz gibi geliyor.

Evet, sogulama, ama hangi amaçla?

Bu, CIA’in Camero’nun araştırmasını pratiğe dökmesinden çok önceydi.KUBARK olarak

bilinen “karşı sorgulama klavuzunda” bu teknikler yer almaktadır. Bunlar kılavuzda yer alan

sözlerdir: Bu el kitabındaki temel bir hipotezi tekniklerin bir kişilik regresyonu üretme

yöntemleri üzerine kuruludur. Bazı olumsuz şeyler arasında son derece kısa bir zaman aralığı

vardır. Psikolojik şok ve felç gibi. Deneyimli sorgulayıcılar görünür gerçeğin farkındadırlar.

Ve “kaynağın” telkine ne zaman açık olduklarını bilirler. “Kaynağın” şoka gireceği anı

anlarlar.

**

Bir Diğer Dr. Shock Aynı zamanda, Dr. Ewen Cameron’un gerçekleştirdiği deneylerinden

ayrı bir başka şok türü çok uzakta değildi. Milton Friedman Chicago Üniversitesi’nde

ekonomi dersleri veriyordu. Friedman, ekonomik şok terapisinin, toplumun yeniden

düzenlenmiş kapitalizmin en saf hâlini kabul ettireceğine inanıyordu.

Ekim 2008’de 1929’daki krizden beri görülmüş en büyük finansal krizin ortasında Naomi

Klein, Milton Friedman hakkında konuşmak için Chicago Üniversitesi’ne gitti.

Naomi Klein: Milton Friedman 90 yaşına geldiğinde Bush, Beyaz Saray’da onun adına

doğum günü partisi düzenledi. O gün Geoerge Bush dahil herkes konuşma yaptı. Ama Donald

Rumsfeld tarafından yapıIan konuşma gerçekten etkileyiciydi. Rumsfeld’in konuşmasındaki

benim en sevdiğim alıntı şu: “Milton, fikirlerin sonuçları olduğu gerçeğiyle şekillenmiş bir

kişidir. “Benim burada tartışmak istediğim şey Wall Street’te gördüğümüz ekonomik kaos ve

Main Street’te, ve Washington’da tabii ki, pek çok faktörün meyvesidir, ama bunların

arasında Milton Friedman’ın fikirleri de vardır.

**

Wall Street’te yaşanan 1929’daki çöküş, 1930’daki Büyük Buhran’a yol açtı. Friedman’ın

tezi, Roosevelt’in bir konuşmayla duyurduğu “Yeni Anlaşma”ya muhalefet oldu. Bizim en

büyük birincil görevimiz, insanları işe yerleştirmek. Akıllıca ve cesurca yüzleştiğimiz zaman

aşılamayacak sorun değildir. Bu inancımı savunmam için bana izin verin. Korkmamız

gereken tek şey korkunun kendisidir. Ekonomist John Maynard Keynes’in etkisiyle

Roosevelt, insanların tekrar iş sahibi olabilmeleri için kamu istihdam politikasını uygulamaya

başladı. Bugün yaşadığımız durgunluk hafızanın gerilemesidir. Milyonlarca erkek ve kadına

istihdam sağladık ve böylece güven ve umut geri gelecektir. Bu o kadar basit değildi. Buhran,

İkinci Dünya Savaşı’nın sonlarına kadar devam etti. Ancak savaştan sonra, Marshall

kapsamına giren Keynes modeli Avrupa’da yayılmaya başladı. Onun ilkeleri yaygın bir

şekilde kabul edildi. Ancak, Chicago Üniversitesi’nin Ekonomik Bölümü öyle

düşünmüyordu.

Naomi Klein: Milton Friedman, üniversiteden, “Yeni Anlaşma”ya karşı bir savaş başlattı.

Friedman, Mount Pellerin Society adlı bir grubun üyesiydi. Bu grup Avusturyalı Ekonomist

Friederich von Hayektarafından kurulmuştu. Grup, hükümetin hizmet vermeyi ve piyasalara

müdahale etmeyi durdurduktan sonra ekonominin kendisini düzelteceğine inanıyordu. 50’li

yıllarda çılgın olarak görülüyorlardı Ancak, son 30 yılda ekonomik doktrinleri baskın hâle

gelmeye başlamıştı. “Şok Doktrini”adlı tez bu dünya politikaları bize anlatıldığı zaman bir

peri masalı olarak anlatıldı. Özgürlükleri ve demokrasileriyle dünyanın ilgisini çekmediler

ama şoka, krize ve olağanüstü hâle ihtiyaçları vardı.Milton Friedman, krizin yararlarını anladı.

Sadece gerçek ya da algısal kriz, gerçek bir değişimi üretir. Bir kriz oluştuğunda eylemler,

etrafa yayılmış düşüncelere bağlıdır.

İlk Test Şili

Bu okulun ilk projesi olarak da, demokratik bir seçimle başa gelen Salvador Allende’nin ABD

destekli askeri bir darbeyle devirilmesinden sonra ülkeye gelen “okul” öğrencilerinin  ülke

kaynaklarını özelleştirdiği Şili’yi örnek gösteriyor. Faşist Pinochet’in çok sayıda ekonomi

uzmanı Friedman’ın öğrencisi olduğu için ‘Chicago Okulu Devrimi’ olarak adlandırılan Şili

darbesinden sonra Friedman’ın oğlanları her türlü kesinti ve pürüzden arınmış, saf bir

kapitalizm yaratmak, Friedman’ın ilk defa kullandığı deyimle,“ekonomik şok tedaviyi

uygulamak amacıyla Arjantin, Uruguay, Bolivya’ya geçip, devlet ekonomilerini paramparça

etme taktiklerini örneklerle irdeliyor.

Friedman’ın öğrencileri büyük bir şok ve krizden yararlanmayı ilk olarak Şili’de

öğrendiler. Şili Üniversitesi Genellikle, neoliberalizmin resmi hikâyecileri, resmi gazetecileri

Comments

Previous
Next
Back To Top